Müdahale ile geldiler, müdahale ile gittiler!

Bu ülkede Kıbrıs Türk toplumu içinde ve KKTC bünyesinde yapılan tüm seçimlere müdahale edilmiştir. Hiçbir seçim müdahalesiz olmamıştır.


2004 Annan Planı referandumunda sonucun EVET çıkmasında da Ankara'nın müdahalesi var, 2005'te Denktaş'ın çekilip de Talat'ın kazanmasında da Ankara'nın müdahalesi var. 2015'te Akıncı'nın kazanmasında da Ankaranın müdahalesi var.

Bu seçimde de Ankara tercihini Tatar'dan yana kullandı. Doğrusu biz de Ankara'nın tercihi konusunda yanıldık. Ankara'nın tercihinin Akıncı olduğunu ve bilinçli bir danışıklı dövüş olduğunu düşünüyorduk gözlemlerimize dayalı olarak. Ancak siyasette kısa süreler içinde çok şey değişebiliyor. Belli ki konjonktürde değişiklikler oldu ve Ankara tercihini Tatar'dan yana kullandı.

Kuşkusuz Ankara'nın bu kararı sadece Kıbrıs'la ilgili değildir. Suriye'de yaşananlar, Azerbaycan'da yaşananlar, Doğu Akdenizdeki gelişmeler, bunlara bağlı olarak Rusya ve ABD ile yürütülen pazarlıklar bunda rol oynamıştır.

İlk turun sonuçları da gözlem ve varsayımlarımızın doğru olduğuna işaret ediyordu. Ancak Akıncı'nın cumhurbaşkanlığı makamından ilk kez TC elçiliğini açıkça hedef alan suçlamalarından, kendisinin ve ailesinin baskı ve tehdit altında olduğunu belirtmesinden sonra; ve insanlara çamaşır makineleri alındığını, elektrik borçlarının ödendiğini ve birçok büyük işadamına Tatar'ı destekleme telkini geldiğini öğrenince, gidişatın Akıncı'ya seçimin kaybettirilmesi yönünde olduğunu fark ettik. Bu bağlamda köşe yazılarımda Akıncı’ya yönelik çağrı yaptım; "bu seçimden çekil" diye. Çekilmiş olsa, hem Tatar gibi siyasal olarak oldukça zayıf ve geride birine yendirilmeyecekti, hem de o zaman gerçek bir lider olarak ortaya çıkacaktı. Ama o bunu yapmadı. Seçimi kaybettiğini görünce de siyasi hayatını noktaladığını açıkladı.

Nasrettin Hoca'nın hikayesindeki gibi, kazanın doğurduğuna inanıyorsan öldüğüne de inanacaksın. Akıncı bunun farkında olduğu için direnmedi ve teslim oldu!

Annan Planı referandumunda ve seçimin Denktaş'a karşı Talat’a, Eroğlu'na karşı da Akıncı'ya kazandırıldığı geçmiş seçimlerde, Ankara'nın çok açık müdahalesi gerekmezdi. Hafif dokunuşlarla seçimleri arzu ettiği gibi yönlendirmesi mümkündü. Pazar günkü seçimde Ankara Akıncı'nın belirgin bir kitle desteğine sahip olduğunu tespit etti ve saldırdı. Çok agresif bir müdahalede bulundu.

Akıncı da, Erhürman da Ankara tarafından onlara çizilen çerçevenin dışına çıkamayacak liderlerdir. Seçim Tatar’a değil Akıncı’ya da kazandırılsaydı, ülkemiz ve toplumumuz açısından değişen bir şey olmazdı. Tatar nasıl seçilmiş değilse; Denktaş da, Talat da, Eroğlu da, Akıncı da seçilmiş değil, atanmışlardır. Yakın zamanda başlayacak olan görüşmelerde, Tatar da Ankara'nın talimatları doğrultusunda hareket edecek. Tıpkı kendisinden öncekilerin tümü gibi!

Bunların hepsi müdahale ile geldiler, müdahale ile gittiler!


24 Ekim 2020, Avrupa gazetesi



Yorumlar

Popüler Yayınlar