2022'de dünyamızı neler bekliyor?...

Güzel dilek ve temennilerle yeni bir yıla daha girdik.

2022 bize barış getirsin; huzur, sevgi, mutluluk getirsin!

2021’e girerken de aynı temennilerde bulunmuştuk; daha önceki yıllara da benzer temennilerle girmiştik.

Gel gelelim, her yeni yıl bir öncekini aratır durumda... Aradığımız barış, sevgi ve mutluluğa kavuşmak bir yana; her yıl barış yerine savaş, sevgi yerine kin ve nefret, mutluluk yerine huzursuzluk, sağlık yerine pandemilerle boğuşuyoruz.

Çocuklarımıza ve torunlarımıza daha iyi bir dünya bırakacağa hiç benzemiyoruz. Tam tersine onları çok sorunlu, çok problemli bir dünyanın içinde bırakıp gideceğiz.

Bu kötü gidişin nedenleri ne olabilir diye hiç düşündünüz mü?...

Bu kötü gidişin başlıca nedeni kapitalist emperyalist dünya düzenidir.

Mikroçipler çağında, yapay zeka teknolojisi çağında, üretim araçlarının otomasyonla çalıştırıldığı bu çağda, işçi sınıfının omuzlarında yük olan iş gücüne büyük ölçüde ihtiyaç kalmamıştır... Üretimin her safhası, planlamadan üretim ve dağıtıma kadar, otomasyon sistemleriyle gerçekleştirilebilmektedir.

Bu teknoloji, işçilerin hem üretimle ilgili kararlara, hem de toplumun yönetimiyle ilgili kararlara doğrudan doğruya katılımını mümkün kılmaktadır... Böylelikle, artık işlerliğini kaybetmiş ve bir çoğu faşist baskı rejimlerine dönüşmüş olan eski burjuva demokratik sistemlerin yerine doğrudan demokratik yönetim biçimini koymamızı olanaklı kılmaktadır.

İşte bu gelişmeler emperyalist sermaye sahiplerini korkutmaktadır. Tam otomasyonlu üretim demek, işçi sınıfının büyük bir bölümünün işsiz kalması demektir. Bu da kapitalizm koşullarında, 
işçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli maddi kaynaklardan ve gelirden yoksun olması anlamına gelir.

O halde ne yapılmalı?... Ülkenin nimetlerinin hakça ve adaletli bir şekilde paylaşılabileceği yeni bir toplumsal üretim düzenine geçilmeli! Ama nasıl?!... Bu da ancak kapitalist dünya düzenini yıkmakla mümkün olabilir.

Bu kaygılar içinde, başta dünya empeyalist burjuvalarının lideri ABD emperyalizmi olmak üzere, tüm emperyalistler, varlıklarını ve çıkarlarını korumak için dünyanın her köşesinde huzursuzluklar yaratmaya, çatışma ve savaşlar çıkarmaya mecburdur.

Emperyalizm çağının ekonomisini, savaş ekonomisi olarak da tanımlayabiliriz. Emperyalistler insanlığın temel gereksinimlerine yönelik üretim alanlarına yatırım yapmak yerine savaş araç gereçlerine yatırım yapmakta, ve buna bağlı olarak dünyanın her köşesinde çatışmalar ve savaşlar çıkarmaktadırlar. Emperyalist kapitalist sistemin kokuşmuş bir cesede benzetilmesi de bundandır. Emperyalist sistem süper karlarını ancak savaş ekonomisi sayesinde elde edebilmektedir.

İşte bu emperyalist barbarlık düzeninin lideri ABD, 2022 bütçesine "savunma harcamalari" başlığı altında 778 milyar dolar ayırdı! "Savunma harcamaları" demek, aslında "savaşma harcamaları" demektir...

Ne dersiniz, ABD bütçesinde savaşmak için 778 milyar dolar ayrılmışsa, 2022'de dünyamızı neler bekler?...

Sanırım en gerçekçi dilek ve temenniler, uluslararası işçi sınıfının örgütlenerek emperyalist dünya düzenini yıkmasına yönelik olmalıdır. Emperyalist düzen var olduğu sürece, dünya halkları için barış, huzur, sağlık ve mutluluk, temenni olmaktan öteye gidemeyecek!


4 Ocak 2022, Avrupa gazetesi


Yorumlar

Popüler Yayınlar