Siyasetle karışık futbol sohbetleri... (1) Gelecekten umutlu muyuz yoksa tablo karamsar mı?

Şakayla karışık Sadri Alışık der gibi oldu ama, yaz dönemine girdiğimiz bu günlerde sizlerle daha hafif konularda sohbet edelim istedim.

2019’un Kasım ayından beri bu köşede haftada iki kez muhtelif konularda düşüncelerimi sizinle paylaşıyorum. Sosyal, siyasal ve ekonomik konuları ele aldığım bu düşünceler çoğu zaman güncel konulara ilişkindir. Zaman zaman da teorik konuları ele almaya çalışıyorum. Ele aldığım teorik konular, genellikle dünyanın ve insan toplumunun gelişme süreçlerine ve geleceğine ilişkin konular olmuştur.

Özellikle son dönemlerde, düşüncelerimin çok karamsar olduğu şeklinde yorumlar alıyorum. Halbuki beni dikkatle izleyen okurlar, ülkemizdeki yazarlar arasında geleceğe en iyimser bakan birkaç yazardan biri olduğumu görebilirler diye düşünüyorum. Çünkü ben her fırsatta Karl Marx'ın muhteşem eseri Kapital’de öngördüğü gelişmelerin birer birer gerçekleşmekte olduğuna vurgu yaparak, emperyalist dünya düzeninin yarattığı tüm vahşete rağmen, dünyamızın ve insan toplumunun geleceğinin komünist toplum olduğunu yazıyor ve söylüyorum... Bilgisayarlar çağında, otomasyon çağında bunun mümkün olduğunu söylüyorum.

Nedir komünist toplum? Tek cümleyle özeti şu: Herkesin yeteneğine göre çalışıp, ihtiyaçlarının tümüne sahip olabileceği bir toplumsal düzendir. Ne ezen ne de ezilenin olmadığı, insanca, hakça yaşanılan bir toplum düzenidir. İnsanlığın tüm gereksinimlerinin bolluk içinde karşılanabileceği bir düzendir. 

Böyle bir düzenden insan toplumu çok uzak değildir... Hatta olanak tanınsa birkaç onyıl içinde elde edebileceğimiz bir hedeftir. Çünkü insanlığın ulaşmış olduğu üretim teknolojisi bu düzeni sağlayacak altyapıyı yaratmış durumdadır.Yaratmış ve geliştirmektedir.

Peki her şey bu kadar toz pembeyken karamsarlık nereden kaynaklanıyor?

Hani denizler durulmaz çalkalanmadan derler ya… Belli ki insan toplumları da çok ciddi bir çalkalanmanın eşiğindedir. Mevcut toplumsal düzenin egemenleri, yani kapitalist dünya düzeninin egemen sınıflarını oluşturan emperyalist burjuva sınıfları, bu gelişmeden rahatsızdırlar. Bu gelişmeyi engellemek için her yola başvurmaya hazırdırlar. Bu amaçla, üretim teknolojilerindeki gelişmeleri, insanlığın ihtiyaç duyduğu ürünlerin bol miktarda üretilmesine yönelik olarak değil, insanları kitleler halinde katletmek için geliştiriyorlar. Emperyalist kapitalizm bu nedenle bir vahşet rejimine dönüşmüştür. İnsanların büyük çoğunluğu da halen bu vahşet sisteminin yenilemez, aşılamaz olduğu düşüncesini ve kaygısını taşımaktadır. Karamsarlığın nedeni emperyalist kapitalizmin varlığıdır. Emperyalizmin ayakta durması için savaşlara ihtiyacı vardır. Halkları birbirine düşman ederek, birbirine kırdırmaya ihtiyacı vardır. Emperyalizm koşullarında barış ancak bir hayaldir.

İkiye bölünmüş bir ülkenin tanınmayan yarısında, uluslararası hukuk dışında bir ada yarısında, her gün devlet-mafya kıskacı içinde her türlü hukuksuzluğa, yolsuzluğa, rüşvete, yasa tanımazlığa tanık olan bir halkız. Böyle bir ortamda halkımız karamsar olmayıp da ne yapsın?

"Futbol sohbetleri dediniz, gene siyaset yapıyorsunuz" diyeceksiniz! Merak etmeyin. Konuyu futbola bağlayacağım. Yasa tanımaz, hukuk dışı bir ülkenin futbolunda yaşanan hukuksuzluk bu yazıya ilham kaynağı olduğu için böyle bir giriş yaptım.

(...devamı)


12 Haziran 2021, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar