Siyasetle karışık futbol sohbetleri... (2) Futbolda da hukuk dışılık!

Kendisi uluslararası hukuka ters bir devlet olarak kurulmuş olan KKTC’nin durumu devenin halinden farklı değil! Hani deveye sormuşlar “boynun neden eğri?” diye! O da “nerem doğru ki?” demiş. Seçilir gibi yapılan ama gerçekte atanan cumhurbaşkanları ve başbakanlarıyla; meclise uğramadan ödenen, esrar tacirlerini havaalanında VIP'ten geçiren milletvekilleriyle; kasasındaki esrarı, gözaltında tuttuğu sanığı mafyaya kaptıran ve bir daha izini bulamayan polisiyle; her türlü yolsuzluk ve derin ilişkileri, kara para aklama, sanal bet yolsuzlukları, kumarhane ve kerhaneleriyle; ne çocuk haklarına, ne de insan haklarına saygılı olan bir ülkede, futbolun daha farklı bir yapılanma içinde olmasını beklemek mümkün mü?...

Şu anda Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu'nun başında, kendi tüzüğüne, kendi kurallarına aykırı bir yönetim var. Bu federasyonun aldığı ve alacağı tüm kararlar yasadışı ve geçersizdir. Federasyon yönetimi, federasyona üye ve oy hakkına sahip kulüplerin de sorumsuzca davranışları sonucunda gasp edilmiş durumdadır. Yani kısacası "öyle başa, böyle traş" dedirten bir durum! Bunca hukuk dışılığın içinde belki de en önemsizi!

İçimizi karartan konulardan uzaklaşalım diye futbol konuşalım dedik, ama daha konuya giremeden yine içimiz karardı! Yine de bu durum, sizi ekonomik ve siyasi hayatın iç karartıcı ortamından uzaklaştırmak için futbol sohbetleri yapmakta benim için ilham kaynağı olmuştur.

Futbol kitlelerin en çok sevdiği sporların başında gelir. Hatta bizim ülkemizde futbolun yanında diğer spor dallarının neredeyse esamesi okunmaz. Kuşkusuz bu her şeyden önce bir eğitim sorunudur. Spor yazarı olarak misyon üstlenmiş arkadaşların da bu algıda kusuru büyüktür. Gazete ve dergilerin spor sayfalarına, görsel medyanın spor yayınlarına bir göz atarsanız neden böyle düşündüğümü anlayacaksınız. Spor olarak işlenen başlıca konu futboldur! Üstelik bu konu işlenirken futbolun toplum içindeki sosyal ve politik önemi de genellikle gözardı edilmektedir. Ben bu gözardı edilmenin bilinçli olduğunu değil, tam tersine bilinçsizlikten kaynaklandığını düşünüyorum...

(...devamı)

15 Haziran 2021, Avrupa gazetesi