Siyasetle karışık futbol sohbetleri... (3) Kıbrıs futbolunda şöven milliyetçi ayrılık

Ben futbol izleyecek yaşa geldiğimde, Kıbrıs Türk toplumu içerisinde, sadece mücahit bölüklerinin oluşturduğu takımlar arasında Lefkoşa'nın Yusuf Kaptan sahasında oynanan maçlar vardı. 1955 yılında KOP’tan bana göre iki toplum liderliklerinin şöven milliyetçilik temelinde aldığı yanlış kararlarla ayrılan Kıbrıs Türk futbol takımları, Kıbrıs'ta işçi sendikalarından sonra Rumlarla Türkleri bölen ikinci ayrılığı gerçekleştirerek Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu'nu kurdular. O tarihten sonra da Kıbrıs Türk futbolu hep düşüşte oldu; hayır yüzü görmedi. KOP liglerinin başarılı takımı Çetinkaya, KTFF liginde, diğer takımlardan çok üstün olduğu gerekçesiyle alınan bir başka yanlış kararla liglere ikinci takımıyla katıldı. Böylelikle ilk iki yıl Çetinkaya şampiyon olamadı. Diğer takımları üstün olan Çetinkaya'nın düzeyine çekmek yerine, Çetinkaya'yı zayıf takımların seviyesine indirmek hangi aklın ürünüyse hiç de sağlıklı düşünen bir akıl olduğunu söyleyemem.

Daha o yıllarda bile futbolun sosyal hayatın dışında siyasi alanda da ne kadar etkili bir propaganda ve örgütlenme aracı olduğu görülebiliyordu. Çünkü Kıbrıs Türk futbol takımlarının KOP 1. ve 2. liglerinden çekilmesi, aslında bu takımların değil, İngiliz sömürge yönetiminin iş birliği ve kışkırtmalarıyla, kilise yönetiminin tahrikleri ve MİT'in teşvikleri sonucu her iki toplum liderliği tarafından alınmış siyasi bir karardı. Kıbrıs adasını bölme - taksim planları sendikalardan ve futbol federasyonundan başlayarak adım adım devreye koyuluyordu.

Kıbrıs Türk futbol liglerine 1963 Aralığında başlayan toplumlar arası çatışmalar sonrasında ara verilmişti. Her kazanın mücahit bölükleri arasında maçlar düzenleniyordu. Bölük takımları, bölüklerinin resmi adıyla değil, kendileri için belirledikleri isimler altında müsabakalar yapıyordu. Mesela Lefkoşa'da Kahraman Spor, Güneş Spor gibi takımlar vardı. Ben Kahraman Spor'a sempati duyuyordum. Kahraman Spor'un Türker adında çok iyi bir kalecisi vardı. Türker günümüzün tanınmış gazetecilerinden Hasan Hastürer’in kardeşidir. Sanırım şimdilerde İngiltere'de yaşamaktadır. Profesyonellik bir yana, özünde amatör bile olmayan takımlardan oluşan bölük takımları arasındaki maçlar yine de zevkli ve heyecanlı geçmekteydi. Bu maçlarda güzel olan bir başka olay da, maç esnasında hoparlörlerden Türkiye 1. lig takımlarının maçlarını naklen veren TRT radyosu yayınlarının tüm sahaya duyurulmasıydı.

(...devamı)

19 Haziran 2021, Avrupa gazetesi


Yorumlar

Popüler Yayınlar