Siyasetle karışık futbol sohbetleri... (6) Defteralı, Ömer Arap, Cipsi

KOP liglerinde oynayan ve çok başarılı sonuçlar alan Çetinkaya'yı benim neslim yetişmedi. Bu dönemin en başarılı oyuncularının oyunlarını göremedim; ama bir çoğunu sağlığında tanıma fırsatım oldu. Mustafa Defteralı, Ömer Arap ve Vedat Cipsi ile birkaç kez muhabbet ortamlarında bulundum. Özkan Aşardağ yakın aile dostumuzdu; ama onunla nedense hiç futbol konuşmadık.

Defteralı bir Yunanlı kadar güzel Yunanca konuşurdu. Bana anlattığı birkaç anektotu sizinle paylaşacağım.

Bir yemek esnasında arkadaşlardan birisi Defteralı'ya sordu: “Abi sen domuz eti yer misin?”

Defteralı: “Hayır, ben un yiyen kuzu yerim!” (Troo arni, pou troi alevri!)

Sonra masadakilere dönüp bunun açıklamasını yaptı. Kuzu un yemez... Ama domuz ne bulursa yer. Un yiyen kuzu demek, domuz demek!

Defteralı bir keresinde futbolu bıraktıktan sonra Rum takımlarından Omonia’nın bir maçına gitmiş. Omonia’nın kullandığı bir kornerde top kale önüne çok güzel ortalanmış. Ama o noktada topa kafa vurarak gol atacak hiç kimse bulunamamış! Defteralı'nın önünde bulunan Rum seyirci bağırmış, “pou ise vre Defterali? (neredesin be Defteralı?)", Defteralı da ona “ben de senin gibi seyrederim” demiş!

Ömer Arap da çok hoşsohbet bir kişilikti... Onunla da birkaç kez iş ortamlarında, birkaç kez de muhabbet ortamlarında bulundum. O da bana güzel bir anısını anlatmıştı... Ömer Arap çok iyi bir sol bekmiş. Sarı Naci’nin (Naci Özkaya) Çetinkaya'nın antrenörü olduğu dönemde, Çetinkaya'nın şimdi hangisi olduğunu hatırlayamadığım iddialı Rum takımlarından biriyle önemli bir maçı varmış (muhtemelen Apoel veya Anorthosis). Maçtan önceki antreman esnasında, Sarı Naci Ömer Arap'a “Bak Ömer, bu maçta top geçerse adam geçmeyecek, adam geçerse de top geçmeyecek seni; ona göre oynayacaksın” demiş. Bunun üzerine Ömer de hemen formasını çıkarıp Naci'ye veriyor ve şöyle diyor: "Efendi, ben kasap değilim. Sporcuyum... İstersen aha forma buraşda. Al sen oyna. Ben çıkar oyunumu oynarım. Eğer beni hakkıynan, bileğinin gücüynan geçecek olan oyuncu varısa geçecek! Geçsin ve golünü da atsın. Bunu becerecek oyuncuya helal olsun!” Bu o dönemde yetişen sporculardaki amatörlük ruhunu ve adil oyun anlayışını gösteren bir anekdot oldu benim için.

Cipsi İngiltere'ye yerleşmişti. Babamın arkadaşıydı.Yanılmıyorsam yaşamının son dönemlerinde Kıbrıs'a geri dönüş yapmıştı. Onu birkaç kez ziyaret için geldiği babamın ofisinde tanıdım. İçkili bir ortamda olmadığımız için, daha mesafeli, centilmence ve saygılı bir duruşu vardı. Çok sert şutları olduğunu anlatmıştı bana. Ama bu bilgiyi onu izlemiş olanlardan da duymuştum. 

(...devamı)


29 Haziran 2021, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar