Övün Ankara övün!

Uzun zamandan beri, temsili demokrasinin yani burjuva demokrasisinin artık tükendiğini, demokratik hiçbir yanı kalmadığını, kitlelerin iradesini temsil etmediğini söyleyip duruyoruz.

Kaç kişi bizi dikkate alıyor?... Kaç kişi bu gerçeklerin farkında?... Belli ki çok azımız!

Temsili demokrasi denen günümüzün emperyalist demokrasisinde, her şey perde gerisinden yönetiliyor. Hiçbir konuda şeffaflık kalmadı. Üstelik kamu yönetimine ilişkin bir çok konu sivillerin değil askerlerin kontrolünde.

Burjuva demokrasisi emperyalizm koşullarında militarist bir yönetime evrildi. Bunun bir adım ötesi de faşizm...

Günümüz kapitalist emperyalist rejimlerinin anti-demokratik, baskıcı ve militarist yapısının başka bir karakteristik özelliği ise derin devlettir!

Devlet eliyle, burjuvazinin kendi yasa ve kurallarına ters işler yapan, belirli sermaye çevrelerine kara para ve haksız kazanç sağlayan devletin yasa dışı kolluk güçlerinin bir görevi de, ilerici ve devrimci hareketi bastırmak, devrimci liderleri ve militan devrimcileri katletmektir.

Küçücük Kıbrıs'ın üçte birlik kuzey yarısında, 40 bin asker ve binlerce polisin bulunduğu avuç içi kadar bir coğrafyada bir haftada iki silahlı saldırının gerçekleşmiş olması, bu yazdıklarımın en açık kanıtıdır.

Kıbrıs'ta 60 yıldan beri süregelen anlaşmazlığı sona erdirmek ve ülkenin bütünüyle uluslararası hukuka dönmesini sağlamak için ne Ankara kılını kıpırdatıyor, ne de BM ve AB içerisindeki büyük güçler!

Ankara, uluslararası emperyalizmin de desteğiyle, Kıbrıs'ın kuzeyini uyuşturucu, kumar, fuhuş ve kara para aklama cennetine çevirdi...

Ülke üretimden koparılarak, neredeyse tamamıyla kumar, fuhuş, sanal bet, uyuşturucu ve kara para aklama operasyonlarına dayalı bir ekonomi yaratıldı... Böylesi bir ekonominin başında da hiç kuşkusuz derin devletin destek ve korumasıyla hareket eden mafya liderleri bulunur!

Sözcü gazetesinden Yılmaz Özdil “Falyalı” başlıklı yazısında, Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye’nin katkılarıyla ne hale getirildiğini yazdı: “(Kıbrıs'ın kuzeyini) adeta mafya cumhuriyeti haline getirdik. Güney Amerika’dan uyuşturucu güzergahı kurduk, orospu sektörü yarattık. Uluslararası kokuşmuşluğa göz yumduğumuz için siyasileri ve bürokratları fuhuş yaparken gizli kameraya kaydettiler, şantajla esir aldılar, kukla yaptılar. Dünya tarihinde ilk kez telefonda sanal seks yüzünden hükümet düştü. Kumarda 50 bin doların üstünde para kaybeden 50 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının isimleri internete düştü. Böylece, Türkiye’nin her yıl milyarlarca dolarının kayıtdışı yollarla Kıbrıs’taki kayıtdışı sisteme aktarıldığı ortaya çıktı. Servetinin kaynağı belirsiz oligarklara, küresel baronlara fink attırdık. Silahlı çatışmalar gırla gitti, hepsinin üstünü örttük. 20 yıl önce kumarhane kapısında koruma olan Halil Falyalı mesela, 750 milyon dolarlık işadamı haline getirildi; Türkiye bağlantılı karanlık ilişkilerin kara kutusuydu, önceki gece evinin önünde otomatik silahlarla öldürüldü... Halil Falyalı daha üç ay önce açıkladı:

'Fly Oil adında Kıbrıs’ın üçüncü büyük petrol şirketine sahibim. Bu petrol şirketi Cevdet Sunay’a aitti. 1974’ten beri faaliyette olan bir şirkettir. Ben satın aldım, yurt dışından deniz yoluyla doğalgaz getireceğim. Bu doğalgazı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki tüm evlere götürmek üzere hükümetten gerekli yasal izinleri aldım' dedi. Üstelik gizli saklı filan da değil, bu sözleri mahkemede söyledi. Cevdet Sunay dediği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hem genelkurmay başkanı, hem cumhurbaşkanı! Türkiye’den gene çıt çıkmadı.

Güney Kıbrıs Exxon Mobil’le, Total’le, Shell’le, Eni’yle, Kogas’la, Chevron’la anlaşma imzalarken, biz Kuzey Kıbrıs’ın petrolünü doğalgazını kime teslim ettik yani? - Falyalı’ya..."

Halkımızın Kıbrıs'ın kuzeyinin yaşanmaz hale geldiğini, hiçbir can güvenliği kalmadığını düşündüğü bir ortam yaratıldı.

Şimdi işte bu manzaraya bakarak, övün Ankara övün!

Bu senin eserin... Ne kadar övünsen az!


12 Şubat 2022, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar