Emperyalist haksız savaşları durdurmalıyız!
Biz bu ada yarısında mafyayı ve iradesiz bir hükümetin hangi işbirlikçilerle kurulacağını tartışaduralım, yakın çevremizde emperyalist savaş tamtamları çalmakta...
Ne yazık ki bu savaş çığırtkanlıkarına karşı ülkemizden yeterli bir tepki yükselmiyor.
Halkımız tam bir rehavet içinde...Sanki Ukrayna'da çıkacak bir savaş bizi etkilemeyecek... Bize dokunmayacak...
Halbuki adamızda bulunan İngiliz üsleri, Fransız donanmasının kullanımına açılan deniz üssü, Baf ve Lefkonuk (Geçitkale) havaalanları ile, kendimizi bu savaşın ortasında bulmamız işten bile değildir!
Savaş propagandası yapmak ve savaş çıkarmak bir insanlık suçudur. Bu, uzun yıllar önce Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin geçirdiği bir yasadır. SSCB bu ilkeyi BM’nin de kabul etmesi için çaba harcamış, ama BM içindeki emperyalist güçler bunu reddetmişti!
Günümüzde SSCB’nin dağılmasıyla emperyalizmin gerek Sovyet topraklarını, gerekse birbirlerine ait ülkeleri yeniden paylaşma ve bu ülke halklarını iliğine kadar sömürme iştahı had safhadadır. Bu durum kapitalizmin kronikleşen ve derinleşen ekonomik krizleriyle de teşvik edilmektedir.
SSCB’nin dağılmasından sonra NATO, 2002 yılında Roma’da Rusya ile bir deklarasyon imzalamıştı. Bu deklerasyonla tarafların nüfuz alanları belirleniyordu. Şimdilerde NATO, bu deklarasyona aykırı olarak Rusya ile geniş çaplı bir silahlı çatışmaya hazırlanıyor... Bloğun askeri yapısı, Rusya ile büyük ölçekli, yüksek yoğunluklu bir silahlı çatışmaya hazırlanmak için yeniden düzenlendi. NATO tarafından Rusya sınırlarına yakın yerlerde yapılan provokasyonların silahlı bir çatışmaya yol açma olasılığı yüksek.
Bu arada ABD, orta ve kısa menzilli füzelerin ortadan kaldırılmasına ilişkin antlaşmadan çekildi...
Batı ittifakının füze sistemlerinin, askeri birliklerinin, savaş gemilerinin ve uçaklarının Rusya sınırları yakınında yoğunlaşması ve NATO'nun on yıllardır doğuya doğru genişleme çabaları derin endişe yaratmaktadır.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna'yı NATO'nun geçmemesi şiddetle tavsiye edilen bir "kırmızı çizgi" olarak gördüğünü resmen belirtti.
Aynı şekilde, Rus birliklerinin ve silahlarının Ukrayna çevresinde konuşlandırılması da derin endişe yaratmaktadır.
Brexit'in ardından İngiltere, ABD'nin desteğiyle bölgede ağırlığını koymaya çalışıyor, Ukrayna'ya silah yığıyor ve Rusya'yı Karadeniz'de kışkırtıyor. İngiltere'nin ayrıca Ukrayna'da yakında çıkacak bir çatışmaya hazırlık olarak Kıbrıs'a bir tümen asker gönderdiği söyleniyor.
Vahşi bir savaş tehlikesi sadece Avrupa barışı için değil, aynı zamanda dünya barışı için de somut bir tehdittir... Bu savaşın nükleer bir çatışmaya dönüşme potansiyeli vardır. Böyle bir çatışma, insanlık için olduğu kadar gezegenimizin varlığı için de gerçek bir tehdittir!
Bu emperyalist saldırganlığı durdurmamız gerekiyor... Bu, emperyalist büyük güçlerin, dünya halklarını daha fazla sömürmek ve ezmek için, dünyayı kendi aralarında yeniden paylaşmak ve yeniden şekillendirmek için giriştiği açgözlü bir saldırganlıktır.
Kıbrıs halkı olarak bizler, Kıbrıs'taki İngiliz üslerinin, adanın diğer tüm limanları, deniz üsleri, askeri ve sivil hava limanlarının, Ukrayna, Rusya veya başka herhangi bir ülkeye karşı her türlü çatışmada kullanılmasına karşı çıkmalıyız!
Ülkemizin işçi ve emekçileri, tüm siyasi partileri, demokratik kitle örgütleri, işçi sendikaları ve sivil toplum örgütleri bu konuda çok hassas ve uyanık olmalıdır. Ukrayna ve dünyanın herhangi bir yerinde yeni emperyalist savaşları önlemek adına, dünya barışı için ortak bir mücadele içinde, dayanışmaya hazır olmalıyız.
Emperyalist haksız savaşları durdurmalıyız! Böylesi bir vahşeti önlemek için güçlerimizi birleştirmeliyiz...
Ne yazık ki bu savaş çığırtkanlıkarına karşı ülkemizden yeterli bir tepki yükselmiyor.
Halkımız tam bir rehavet içinde...Sanki Ukrayna'da çıkacak bir savaş bizi etkilemeyecek... Bize dokunmayacak...
Halbuki adamızda bulunan İngiliz üsleri, Fransız donanmasının kullanımına açılan deniz üssü, Baf ve Lefkonuk (Geçitkale) havaalanları ile, kendimizi bu savaşın ortasında bulmamız işten bile değildir!
Savaş propagandası yapmak ve savaş çıkarmak bir insanlık suçudur. Bu, uzun yıllar önce Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin geçirdiği bir yasadır. SSCB bu ilkeyi BM’nin de kabul etmesi için çaba harcamış, ama BM içindeki emperyalist güçler bunu reddetmişti!
Günümüzde SSCB’nin dağılmasıyla emperyalizmin gerek Sovyet topraklarını, gerekse birbirlerine ait ülkeleri yeniden paylaşma ve bu ülke halklarını iliğine kadar sömürme iştahı had safhadadır. Bu durum kapitalizmin kronikleşen ve derinleşen ekonomik krizleriyle de teşvik edilmektedir.
SSCB’nin dağılmasından sonra NATO, 2002 yılında Roma’da Rusya ile bir deklarasyon imzalamıştı. Bu deklerasyonla tarafların nüfuz alanları belirleniyordu. Şimdilerde NATO, bu deklarasyona aykırı olarak Rusya ile geniş çaplı bir silahlı çatışmaya hazırlanıyor... Bloğun askeri yapısı, Rusya ile büyük ölçekli, yüksek yoğunluklu bir silahlı çatışmaya hazırlanmak için yeniden düzenlendi. NATO tarafından Rusya sınırlarına yakın yerlerde yapılan provokasyonların silahlı bir çatışmaya yol açma olasılığı yüksek.
Bu arada ABD, orta ve kısa menzilli füzelerin ortadan kaldırılmasına ilişkin antlaşmadan çekildi...
Batı ittifakının füze sistemlerinin, askeri birliklerinin, savaş gemilerinin ve uçaklarının Rusya sınırları yakınında yoğunlaşması ve NATO'nun on yıllardır doğuya doğru genişleme çabaları derin endişe yaratmaktadır.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna'yı NATO'nun geçmemesi şiddetle tavsiye edilen bir "kırmızı çizgi" olarak gördüğünü resmen belirtti.
Aynı şekilde, Rus birliklerinin ve silahlarının Ukrayna çevresinde konuşlandırılması da derin endişe yaratmaktadır.
Brexit'in ardından İngiltere, ABD'nin desteğiyle bölgede ağırlığını koymaya çalışıyor, Ukrayna'ya silah yığıyor ve Rusya'yı Karadeniz'de kışkırtıyor. İngiltere'nin ayrıca Ukrayna'da yakında çıkacak bir çatışmaya hazırlık olarak Kıbrıs'a bir tümen asker gönderdiği söyleniyor.
Vahşi bir savaş tehlikesi sadece Avrupa barışı için değil, aynı zamanda dünya barışı için de somut bir tehdittir... Bu savaşın nükleer bir çatışmaya dönüşme potansiyeli vardır. Böyle bir çatışma, insanlık için olduğu kadar gezegenimizin varlığı için de gerçek bir tehdittir!
Bu emperyalist saldırganlığı durdurmamız gerekiyor... Bu, emperyalist büyük güçlerin, dünya halklarını daha fazla sömürmek ve ezmek için, dünyayı kendi aralarında yeniden paylaşmak ve yeniden şekillendirmek için giriştiği açgözlü bir saldırganlıktır.
Kıbrıs halkı olarak bizler, Kıbrıs'taki İngiliz üslerinin, adanın diğer tüm limanları, deniz üsleri, askeri ve sivil hava limanlarının, Ukrayna, Rusya veya başka herhangi bir ülkeye karşı her türlü çatışmada kullanılmasına karşı çıkmalıyız!
Ülkemizin işçi ve emekçileri, tüm siyasi partileri, demokratik kitle örgütleri, işçi sendikaları ve sivil toplum örgütleri bu konuda çok hassas ve uyanık olmalıdır. Ukrayna ve dünyanın herhangi bir yerinde yeni emperyalist savaşları önlemek adına, dünya barışı için ortak bir mücadele içinde, dayanışmaya hazır olmalıyız.
Emperyalist haksız savaşları durdurmalıyız! Böylesi bir vahşeti önlemek için güçlerimizi birleştirmeliyiz...
Yorumlar
Yorum Gönder