Güç birliği ve sahte sol!

Recep Tayyip Erdoğan yönetimi Türkiye'yi içinden çıkılması çok güç karanlıklara sürüklemektedir. Hem içte hem dışta sürdürülen politikalar başarısızlık ve felaketlere yol açmaktadır. TL yeni bir devalüasyon dalgasıyla eriyip gitti! AKP’ye oy veren seçmenler dahil, halkın tüm kesimleri yaşananlardan dolayı öfkelidir. Kitleler işsiz... Esnaf iflasın eşiğinde. Ekonomik bunalım pandemi nedeniyle de iyice derinleşmiş durumda. Belli ki yakında yolcudur Abbas! AKP gericiliği inişe geçmiş durumdadır. Gidişi yakındır!

Bunun bilincinde olan RTE iktidarı halka karşı baskılarını artırdı. Tüm muhaliflerini sindirmek suretiyle ayakta kalmaya çalışıyor. Müthiş bir çıkmazda olduğunu HDP’yi kapatma çabalarından, HDP’li belediye başkanlarını görevden almasından ve şimdi de HDP milletvekillerinin vekilliklerini iptal etme girişimlerinden anlayabiliyoruz.

Ankara tarafından atanmış işbirlikçi yöneticiler tarafından irade tamamen toplumun elinden alınmıştır. Halkımızın iradesini temsil etmeyen bu adanmışların arkasına saklanmış olan faşist ve militarist rejim, özellikle pandemi koşullarıyla derinleşen ekonomik krizle birlikte baskıcı faşist yüzünü daha fazla gizlemeye çalışmadan demokratik haklarımıza saldırılarını artırmıştır.

Yükselen bu faşizm dalgasına karşı tüm emekçi örgütlerinin, ilerici devrimci, aydın ve demokrat unsurların hep birlikte omuz omuza mücadele etmesi zaruri hale gelmiştir. Ancak böylesi bir güç birliği sayesinde, irademize sahip çıkarak, faşizmi yenebiliriz!

20 Mart 2021 Cumartesi günü bu amaçla ve KORKMUYORUZ SUSMAYACAĞIZ belgisiyle, AKP faşizmine karşı direnme ve irademize sahip çıkma kararlılığına sahip bir kitle TC elçiliğinin önünde toplanarak, AKP üzerinden yürütülen devlet terörüne pabuç bırakmayacağını gösterdi!

Gönül arzu ederdi ki kendini "sol" muhalefet olarak tanımlayan tüm siyasi partilerimiz ve emekçileri temsil eden tüm sendikalarımız da orada olsun! Ne yazık ki ne CTP ve TDP, ne de onların etki alanı içinde bulunan sendikalar ve "Bu Memleket Bizim Platformu" mücadelemize, direnişimize katılmayı kabul etmedi. Onlar Ankara’nın dayatmalarına karşı çıkacak cesarete sahip olmadıklarından değil, Ankara'nın işbirlikçileri olduklarından ve varlıklarını Ankara'nın çıkarlarının korunmasına bağladıklarından mücadelemize katılmayı reddettiler! Onlar emperyalizmin varlığını savunan, işbirlikçi çıkar çevrelerinin temsilcileridir. Emekçi halkımız onların sahte yüzlerini görmeli ve mahkum etmelidir. CTP ve TDP ile onların güdümündeki sendikaların da içinde yer aldığı BMBP örgütünün, Ankara'ya karşı irademizi ve egemenliğimizi savunma mücadelemizde yer alamayacağı bu eylem vesilesiyle ortaya çıkmıştır. Mücadelemiz emperyalizme ve onun yerli ve uluslararası işbirlikçilerine karşı yönelmek zorundadır. Bu yapılmadan, Anglo-Amerikan emperyalizmine ve onun Kıbrıs'ımızı tahakküm altında tutma stratejisinin en önemli paydası olan Türkiye egemenlerine karşı mücadele yürütmeden, başarmamız mümkün değildir.

Bu amaçla, Türk mali oligarşisinin ezdiği, sömürdüğü ve yoksullaştırdığı Türkiye emekçi halkının desteğine ihtiyacımız vardır. Ezilen Türkiye halkının desteği sözde Kıbrıslı olan ama AKP gericiliği ve Türk emperyalist burjuvazisinin işbirlikçisi CTP, TDP yönetici klikleri ve onların güdümündeki sarı sendikacıların yönetimindeki sendikaların desteğinden çok daha önemlidir.

Kendi ülkesine ve halkına karşı açık ihanet içinde bulunan CTP ve TDP çevrelerine karşı açıkça mücadele etmenin, bunların ipliğini pazara çıkarmanın zamanı gelmiştir. Hatta geç bile kalınmıştır... Bu partilerin tabanlarında geniş bir yurtsever kitle vardır. Bu kitle bir an önce bu ihanet şebekelerinin etki alanından koparak ülkemizde barış ve yeniden birleşme için mücadele eden güçlerin yanında yerini almalıdır. 


23 Mart 2021, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar