Yılmaz Güney'den tavsiyeler...

Bugünkü köşemi 9 Eylül 1984 tarihinde kaybettiğimiz devrimci sanatçı Yılmaz Güney’e ayırdım. Ölümünün 37. yılında, Yılmaz Güney'in devrimci duruşu ve düşünceleri mücadelemize ışık tutmaktadır.

"
Halkın sanatçısı, halkının savaşçısıdır!... Proleter sanatı, proletaryanın iktidar mücadelesinin dışında, yalnızca yardımcı bir unsur olarak değil, bizzat o mücadelenin ayrılmaz, canlı bir parçası olarak görüyorum. Proleter sanatçısı da, ancak o mücadele süreci içinde devrimin yüklediği çeşitli görevlerle birlikte vardır." (s.9)

Günümüzde de emperyalist kapitalist egemenliklerin yıkılmazlığı düşüncesine yaygınlık kazandırmaya çalışıyorlar. Her şey gibi bu da değişecek ve emeğin toplumsal niteliğine uygun, ileri insanın gerçek özgürlüğüne doğru adım adım yaklaşan bir sistem egemen olacaktır. Bu sistemin adı sosyalist sistemdir." (s.10-11)

"Her başarılı atılım, belli oranda hataları, eksiklikleri de barındırır içinde. Hatanın ve çarpıklıkların bilincine varan ve bunlardan gerekli dersleri çıkaran insanlar, hiç hata yapmadıklarını sananlardan daha güçlüdür." (s.26)

"Tarihi görevimi biliyordum. Ülkemin bağımsızlık ve demokrasi savaşında, demokratik halk iktidarı savaşında, sosyalizmin inşası savaşında, emperyalist sömürü ve baskıya karşı, onların yerli işbirlikçilerine, gerici ideoloji ve siyasetlerine karşı, proletaryanın devrimci mücadelesi içinde, etkin bir biçimde, gücüm yeterse en ön saflarda yer almalıydım." (s.40-41)

"Tarihin sınıf mücadelesi tarihi olduğuna yürekten inanan insanlar, yaşadıkları dönemin her aşamasına, her anına sınıflar mücadelesinin bir parçası olarak bakarlar. Her an, bu savaşın gerektirdiği sorumluluklar, görevler, fedakarlıklarla yüklüdür. Bunun bilincindeysek, dünyayı değiştirme savaşında payımıza düşeni, gücümüz oranında yerine getirmek zorundayız. Sağlıklı düşünürsek, her an savaş halinde olduğumuzu görürüz. Savaş, tank ve top bombardımanı değildir yalnızca. Bir yanda ezenler, bir yanda ezilenler vardır. İster bilinçli, ister bilinçsiz olsun -ki bilinçsizlik de bilincin bir sürecidir-, bilerek veya bilmeyerek her insan savaşan bu iki kutuptan birine hizmet eder." (s.45-46)

"Dünyayı, ne yapacağını, nasıl yapacağını kesinlikle bilen, bu uğurda en kararlı ve korkusuz adımları atan insanlar değiştirir." (s.47)

"Burjuva etkilerine açık olmaya, o etkilerin bilincimizde yuvalanıp gelişmeyi önleyici paslanmalar yaratmasına ideolojik oksitlenme diyorum. İdeolojik oksitlenmeye, ancak yoğun ideolojik çalışmayla, günlük ilişkilerde doğru tutum ve siyasetle karşı durulabilirdi." (s.46)

"Farklı bir gelecek için, savaş; sınıflar arası savaş." (s.50)

"Bir gün, ülkemiz ve dünya devrimci hareketini ileriye götüren sağlıklı güçlerin içinde yer alabilecek nitelikte bir sosyalist olabilirsem ne mutlu bana. Safım açık ve bellidir. Emekçi yoksul halkımın safında, bilimsel sosyalizme inanan, sosyalizmin acemisi bir sanatçıyım." (s.53)

*Yılmaz Güney'in Hücrem adlı kitabından alıntıdır. 

 

14 Eylül 2021, Avrupa gazetesi


Yorumlar

Popüler Yayınlar