Müdahale mi, ayar mı?...
Üç partili koalisyon hükümetinin başbakanı Faiz Sucuoğlu, kendi partisine mensup maliye bakanı ile görüş ayrılığına düşünce 20 Nisan’da istifa etmiş, Ersin Tatar’dan parlamentoda en büyük parti olmaları nedeniyle ikinci kez hükümeti kurma görevi almıştı.
Sucuoğlu, yeni kurduğu koalisyon hükümetinin ortakları güven oylaması arefesinde desteğini çekince, Tatar’a istifasını yeniden sunmak zorunda kaldı.
Sucuoğlu ufukta erken genel seçimlerin göründüğü değerlendirmesini yaptı. İstifayı kabul eden Tatar, siyasi partilerle temaslarının ardından yeni bir görevlendirme yapacakmış!
Bu durum meclis içindeki ve dışındaki partilerin tepkisine neden oluyor. Bazıları UBP’ye “Hani da siz istikrar hükümetiydiniz, hani Türkiye'den en kolay siz para temin edebilirdiniz?” şeklinde eleştiriler getirirken, özellikle meclis dışı muhalefet yaşananların Ankara’nin müdahalesi olduğunu dile getirmekte ve Ankara'nın bizi rahat bırakmasını talep etmektedir.
Benim sorumsa şu: Ankara müdahale mi ediyor, yoksa ayar mı çekiyor?
"Ankara müdahale ediyor” demek ne demektir?...
Yani KKTC gerçekten bağımsız ve demokratik bir devlettir, ama Ankara müdahale mi ediyor?...
Kuzey Kıbrıs'taki rejimin göstermelik olduğu, idarenin Ankara'da olduğu, Ankara’nın Kıbrıs'taki elçiliğinin uluslararası akreditasyonu olmayan bir elçilik olduğu, ve Ankara'nın elçisinin pratikte Kuzey Kıbrıs'ı yönettiğini, bir validen farkı olmadığını bilmeyen var mı?... O halde ne müdahalesi?... Bence söz konusu olan müdahale değildir.
Bir de bu "müdahalenin" Ankara (Türkiye) tarafından değil, AKP gericiliği tarafından yapıldığını iddia edenler var! Yani Ankara'da bazı iktidarlar KKTC "demokrasisine" müdahale etmiyor. Sadece bugünkü dinci gerici AKP iktidarının uyguladığı anti-demokratik bir yöntemdir yaşanan "müdahaleler"! Bu tespit gerçeği tamamen inkar eden, Kıbrıs'ın kuzeyinin Türkiye'nin işgali altında bir sömürge idaresi olduğunu saklamaya yönelik bir tespittir!
Gerçek şu ki, Kıbrıs'ın kuzeyi TC'nin işgali altında ve her anlamda onun tarafından yönetilmektedir. TC bunu Anglo-Amerikan emperyalizmi ve NATO’nun desteğiyle sürdürmektedir.
Bana göre Türkiye yeni bir ayar çekmektedir! Ama bu ayar neyin ayarıdır henüz belli olmadı...
Mesele Sucuoğlu ile kişisel bir kavga mı?... Hiç sanmıyorum. Bazıları Sucuoğlu'nu adeta anti-emperyalist ilan edecekler. Neredeyse işgale karşı mücadelenin lideri ilan edecekler.
E insaf be arkadaşlar.... Adama ne yapsalar, o yine biat etmeye devam ediyor. Şimdiye kadar Ankara aleyhine tek bir söz söylediğini duyan gören oldu mu?
Acaba işe yaramayan “iki devletlilik”politikasına son vermeye yönelik bir ayar mı bu?...
CTP’yi hükümete getirmeye yönelik bir ayar olabilir mi?...
Belki de Tatar’ı götürmeye yönelik bir ayar bile söz konusu olabilir. Halbuki biçare Tatar oyuncağını çok sevmiş, ona herkesten fazla sahip çıkmıştı!
Her halükarda biraz daha bekleyip görmemiz gerekecek... Ama bu aşamada vurgulamak istediğim şey şudur: Yaşananlar müdahale değil ayardır. Kimse Sucuoğlu'ndan muhalefet liderliğine ve Ankara’ya başkaldırı liderliğine soyunmasını beklemesin. Onun en çok yapabileceği, kuzu kuzu iskemleyi terkedip kliniğine dönmek olur!
Sucuoğlu, yeni kurduğu koalisyon hükümetinin ortakları güven oylaması arefesinde desteğini çekince, Tatar’a istifasını yeniden sunmak zorunda kaldı.
Sucuoğlu ufukta erken genel seçimlerin göründüğü değerlendirmesini yaptı. İstifayı kabul eden Tatar, siyasi partilerle temaslarının ardından yeni bir görevlendirme yapacakmış!
Bu durum meclis içindeki ve dışındaki partilerin tepkisine neden oluyor. Bazıları UBP’ye “Hani da siz istikrar hükümetiydiniz, hani Türkiye'den en kolay siz para temin edebilirdiniz?” şeklinde eleştiriler getirirken, özellikle meclis dışı muhalefet yaşananların Ankara’nin müdahalesi olduğunu dile getirmekte ve Ankara'nın bizi rahat bırakmasını talep etmektedir.
Benim sorumsa şu: Ankara müdahale mi ediyor, yoksa ayar mı çekiyor?
"Ankara müdahale ediyor” demek ne demektir?...
Yani KKTC gerçekten bağımsız ve demokratik bir devlettir, ama Ankara müdahale mi ediyor?...
Kuzey Kıbrıs'taki rejimin göstermelik olduğu, idarenin Ankara'da olduğu, Ankara’nın Kıbrıs'taki elçiliğinin uluslararası akreditasyonu olmayan bir elçilik olduğu, ve Ankara'nın elçisinin pratikte Kuzey Kıbrıs'ı yönettiğini, bir validen farkı olmadığını bilmeyen var mı?... O halde ne müdahalesi?... Bence söz konusu olan müdahale değildir.
Bir de bu "müdahalenin" Ankara (Türkiye) tarafından değil, AKP gericiliği tarafından yapıldığını iddia edenler var! Yani Ankara'da bazı iktidarlar KKTC "demokrasisine" müdahale etmiyor. Sadece bugünkü dinci gerici AKP iktidarının uyguladığı anti-demokratik bir yöntemdir yaşanan "müdahaleler"! Bu tespit gerçeği tamamen inkar eden, Kıbrıs'ın kuzeyinin Türkiye'nin işgali altında bir sömürge idaresi olduğunu saklamaya yönelik bir tespittir!
Gerçek şu ki, Kıbrıs'ın kuzeyi TC'nin işgali altında ve her anlamda onun tarafından yönetilmektedir. TC bunu Anglo-Amerikan emperyalizmi ve NATO’nun desteğiyle sürdürmektedir.
Bana göre Türkiye yeni bir ayar çekmektedir! Ama bu ayar neyin ayarıdır henüz belli olmadı...
Mesele Sucuoğlu ile kişisel bir kavga mı?... Hiç sanmıyorum. Bazıları Sucuoğlu'nu adeta anti-emperyalist ilan edecekler. Neredeyse işgale karşı mücadelenin lideri ilan edecekler.
E insaf be arkadaşlar.... Adama ne yapsalar, o yine biat etmeye devam ediyor. Şimdiye kadar Ankara aleyhine tek bir söz söylediğini duyan gören oldu mu?
Acaba işe yaramayan “iki devletlilik”politikasına son vermeye yönelik bir ayar mı bu?...
CTP’yi hükümete getirmeye yönelik bir ayar olabilir mi?...
Belki de Tatar’ı götürmeye yönelik bir ayar bile söz konusu olabilir. Halbuki biçare Tatar oyuncağını çok sevmiş, ona herkesten fazla sahip çıkmıştı!
Her halükarda biraz daha bekleyip görmemiz gerekecek... Ama bu aşamada vurgulamak istediğim şey şudur: Yaşananlar müdahale değil ayardır. Kimse Sucuoğlu'ndan muhalefet liderliğine ve Ankara’ya başkaldırı liderliğine soyunmasını beklemesin. Onun en çok yapabileceği, kuzu kuzu iskemleyi terkedip kliniğine dönmek olur!
3 Mayıs 2022, Avrupa gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder