Toplumsal yapımız bu kadarına yetiyor!

Bazı çevreler, bizi son dönemlerde yaşanan "maskaralıklar"dan Ankara'nın sorumlu olmadığına inandırmak için canını yiyor!

"Ankara'yı iç işlerimize müdahale etmeye zorlayanlar var" diyenler bile var...

Ankara bile KKTC'yi hem ekonomik, hem de siyasal açıdan kendisinin yönettiğini saklamazken, kuklalar kuklacıyı gizleyerek kendilerini var etme gayretinde!

Sine-i millete döneceklermiş! Yahu dönseniz ne yazar? Milletin sinesi artık size tahammül edemiyor, sizi kabul etmiyor!

Bu arada, Ankara’nın yönettiği siyasi manevraların ardında gerçek amaçlar tartışılmıyor bile...

Halkın Partisi sine-i millete dönecekmiş! İnanalım mı?...

Bu noktada şu soruyu sormamız şarttır: KKTC'deki parlamento partileriyle, Ankara'nın faşist dikta yönetimine karşı mücadele etmek mümkün mü?...

Sistemi reddederek, TC ile topyekün bir kapışmaya ne HP, ne CTP, ne de TDP giremez... Onlar bu sistemin parçalarıdır, ondan kopamazlar! Meclisteki sağı saymadım bile!

Bu gerçeği ne kadar erken kavrarsak, o kadar yol alırız.

Adam kendisine verilmiş hükümeti kurma görevini fedakarlık sayıyor... Kendisinin çok büyük bir fedakarlık yapmakta olduğuna halkımızı inandıracak!... Bense bunun fedakarlık değil, adını koymayacağım başka bir tavır olduğunu düşünmekteyim. Üstelik gözlemleyebildigim kadarıyla adamda bu tür işleri yapacak kapasite ve yetenek de yok !

O halde ne yapacak? "Evet efendim"ciliğe devam!

“Bireyler kişiliklerinin özellikleri sayesinde toplumun kaderini etkileyebilmektedir. Bazen bu etki oldukça güçlü de olabilmektedir. Ancak bu etkinin oluşma olasılığı ve yaygınlığı, toplumun örgütlenme biçimi tarafından, toplum güçlerinin ilişkileri tarafından belirlenmektedir. Bireyin kişiliği, ancak toplumsal ilişkiler izin verdiği zaman ve bu ilişkiler izin verdiği ölçüde toplumsal gelişmenin bir etkeni olur.” (Plehanov - Tarihte Bireyin Rolü)

Ne yazık ki ülkemizin kaderi, topluma hizmet et­me konusunda tümüyle yeteneksiz ve isteksiz kişilerin elindedir... Bunun nedenlerini sorgulamalıyız. Belli ki Kıbrıs Türk toplumunun örgütlenişi, ancak bu kadarına elve­riyor.

Bu koşullarda kurulacak hükümetlerin de sorunlara çözüm üretme kabiliyeti olmayacağına göre, ne yapılmalı; hiç düşündünüz mü?...


17 Mayıs 2022, Avrupa gazetesi


Yorumlar

Popüler Yayınlar