15-20 Temmuz'un yıl dönümüne doğru... (3)
Anti-Emperyalist Birleşik Cephe önderliğindeki bağımsızlık, özgürlük ve barış mücadelemiz, Kıbrıs halkını çözüm çabalarının öznesi konumuna getirecektir. Ancak barıştan yana olduğunu iddia eden burjuva partilerin inandığı burjuva çözüm formülü üzerinden de Kıbrıs halkını çözüm çabalarının öznesi haline getirebilme fırsatımız vardır. Bu mümkündür!
Yeter ki bu partiler emperyalist bloklardan birinin sözde çözüm önerisini desteklemek yerine kendi çözüm seçeneğini ortaya koyabilecek yüreklilikte olsun... Yani tarafların birbirlerine kendi çözümlerini empoze etmesinden başka bir şey olmayan toplumlar arası görüşmeler sürecini desteklemekten vazgeçip, kendi aralarında varacakları ortak bir anlayışa uygun çözüm önerisini Birleşmiş Milletler'e sunsun.
Partimiz, bugünkü ateşkes durumu yerine, herhangi bir büyük gücün dikte etmesinden bağımsız ortaya konulacak herhangi bir burjuva uzlaşmayı da kabul edebileceğini, ve bunun önünde engel olmayacağını her zaman söylemiştir. Bu tarz bir yaklaşımı destekleyeceğimizi şimdiden söyleyebilirim.
Kısacası AKEL, DİSİ, CTP ve TDP, yani en azından barış yanlısı olduğunu iddia eden dört büyük parti, uygulanabilir olduğunu düşündükleri bir uzlaşmanın temel ilkelerini belirleyip BM’ye sunamaz mı? “Bizim talep ettiğimiz barış bu koşulları içermelidir” diyemez mi?...
Kitleleri, ancak bu ortak barış talebi çerçevesinde sokağa çağırırsak anlamı olur değil mi?...
Şu anda yapılanlara kısaca bir göz atın! Güya Türk - Rum ortak iki toplumlu barış inisiyatifi barışa destek mitingi yapıyor ve liderlere destek beyan ediyormuş! E bu liderlerden biri Omorfo'yu vermekten yana değil, diğeri Omorfo'yu almak ister! Biri "garantiler kalksın" der, diğeri "garantiler olmazsa olmaz" der! Bu durumda siz kime, hangi görüşe destek veriyorsunuz?
Daha da gülünç olan, bu mitingleri yapan, gençlik komitelerini ve ilçe örgütlerini bir araya getirerek barış çağrısı yapan partilerin durumu! Bunlardan CTP ve TDP “garantiler olmazsa olmaz”cıdır. AKEL ise garantilerin kaldırılmasından yanadır! Sizler birbirine zıt politik hedeflerle ortak barış uğruna nasıl sokağa çıkarsınız?! Bu nasıl bir iki yüzlülüktür? Barışçı görünmek bu kadar ucuz mu?...
Liderleri anlaşamıyorlar diye suçlamayı bırakın... Siz önce kendi aranızda anlaşmayı deneyin, bakalım anlaşabilecek misiniz?
Biz AKEL ve CTP’ye çağrı yaparak kendi aralarında bir çözüm önerisi hazırlayıp halka sunmaları durumunda onlara şartsız destek vereceğimizi duyurduk. Ama taştan ses çıktı, AKEL ve CTP’den ses çıkmadı... Çünkü anlaşamıyorlar! Ama her gün sokağa çağrılar yaparak barış istediklerini söylüyor, ve hatta buradaki toplantılardan barışa destek vermemizi istiyorlar! Ama hangi barışa?... Herhangi bir burjuva anlaşmaya destek mi?... Hele siz büyük "kitle partileri" olarak önce kendi aranızda anlaşın, biz bunun arkasını getiririz!
Siz anlaşamıyorsunuz! Anlaşamayacaksınız. Çünkü sizler de emperyalist bloklardan yanasınız... Ya ABD -Ankara bloğunun, ya da AB - Atina bloğunun temsilcilerisiniz!
Bizden size hodri meydan... Buyurun Kıbrıs halkının ortak çözüm önerilerini geliştirin. Bu halkı çözümün gerçek tarafı, gerçek öznesi yapın! Yapın ki sonuç alabilesiniz! Aksi takdirde büyük güçler ne empoze ederse ona ilahi yarabbi şükür demekle yetineceksiniz!
Yeter ki bu partiler emperyalist bloklardan birinin sözde çözüm önerisini desteklemek yerine kendi çözüm seçeneğini ortaya koyabilecek yüreklilikte olsun... Yani tarafların birbirlerine kendi çözümlerini empoze etmesinden başka bir şey olmayan toplumlar arası görüşmeler sürecini desteklemekten vazgeçip, kendi aralarında varacakları ortak bir anlayışa uygun çözüm önerisini Birleşmiş Milletler'e sunsun.
Partimiz, bugünkü ateşkes durumu yerine, herhangi bir büyük gücün dikte etmesinden bağımsız ortaya konulacak herhangi bir burjuva uzlaşmayı da kabul edebileceğini, ve bunun önünde engel olmayacağını her zaman söylemiştir. Bu tarz bir yaklaşımı destekleyeceğimizi şimdiden söyleyebilirim.
Kısacası AKEL, DİSİ, CTP ve TDP, yani en azından barış yanlısı olduğunu iddia eden dört büyük parti, uygulanabilir olduğunu düşündükleri bir uzlaşmanın temel ilkelerini belirleyip BM’ye sunamaz mı? “Bizim talep ettiğimiz barış bu koşulları içermelidir” diyemez mi?...
Kitleleri, ancak bu ortak barış talebi çerçevesinde sokağa çağırırsak anlamı olur değil mi?...
Şu anda yapılanlara kısaca bir göz atın! Güya Türk - Rum ortak iki toplumlu barış inisiyatifi barışa destek mitingi yapıyor ve liderlere destek beyan ediyormuş! E bu liderlerden biri Omorfo'yu vermekten yana değil, diğeri Omorfo'yu almak ister! Biri "garantiler kalksın" der, diğeri "garantiler olmazsa olmaz" der! Bu durumda siz kime, hangi görüşe destek veriyorsunuz?
Daha da gülünç olan, bu mitingleri yapan, gençlik komitelerini ve ilçe örgütlerini bir araya getirerek barış çağrısı yapan partilerin durumu! Bunlardan CTP ve TDP “garantiler olmazsa olmaz”cıdır. AKEL ise garantilerin kaldırılmasından yanadır! Sizler birbirine zıt politik hedeflerle ortak barış uğruna nasıl sokağa çıkarsınız?! Bu nasıl bir iki yüzlülüktür? Barışçı görünmek bu kadar ucuz mu?...
Liderleri anlaşamıyorlar diye suçlamayı bırakın... Siz önce kendi aranızda anlaşmayı deneyin, bakalım anlaşabilecek misiniz?
Biz AKEL ve CTP’ye çağrı yaparak kendi aralarında bir çözüm önerisi hazırlayıp halka sunmaları durumunda onlara şartsız destek vereceğimizi duyurduk. Ama taştan ses çıktı, AKEL ve CTP’den ses çıkmadı... Çünkü anlaşamıyorlar! Ama her gün sokağa çağrılar yaparak barış istediklerini söylüyor, ve hatta buradaki toplantılardan barışa destek vermemizi istiyorlar! Ama hangi barışa?... Herhangi bir burjuva anlaşmaya destek mi?... Hele siz büyük "kitle partileri" olarak önce kendi aranızda anlaşın, biz bunun arkasını getiririz!
Siz anlaşamıyorsunuz! Anlaşamayacaksınız. Çünkü sizler de emperyalist bloklardan yanasınız... Ya ABD -Ankara bloğunun, ya da AB - Atina bloğunun temsilcilerisiniz!
Bizden size hodri meydan... Buyurun Kıbrıs halkının ortak çözüm önerilerini geliştirin. Bu halkı çözümün gerçek tarafı, gerçek öznesi yapın! Yapın ki sonuç alabilesiniz! Aksi takdirde büyük güçler ne empoze ederse ona ilahi yarabbi şükür demekle yetineceksiniz!
16 Temmuz 2022, Avrupa gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder