Diktatör yine kazandı...

Bizim için sürpriz mi oldu?... Hayır. Her ne kadar kamu yu yoklamaları Kılıçdaroğlu'nu gösteriyorsaydı da... Bu seçimleri hile ve düzenbazlıkla da olsa AKP nin kazanacağı herkes tarafından konuşuluyordu.

Kıran kırana bir seçim yarışı oldu. Türkiye halkı ikiye bölündü. Ne yazık ki bu bölünmede yer alan tarafların ikisi de gerici kesimlerden oluşuyordu. Halk kırk katırla kırk satır arasında tercih yapmaya zorlandı. Aslına bakarsanız bence bu seçimin galibi yok... İki taraf da kaybetti. 

Bu seçim bir kez daha halka temsili demokrasinin iflas ettiğini göstermektedir. Daha şimdiden, seçim öncesinde, oy verme sürecinde ve oy sayımları sırasında çevrilen dolaplara, yapılan sahtekarlıklara ilişkin söylentiler ayyuka çıkmış durumdadır.

"Solcuyum" diye ortaya çıkıp da halka doğru seçenekler sunmak yerine, onları ehven-i şer olarak gördükleri gerici sağcı politikaların peşinde koşturtan sol lafazanların da maskesi düşmüştür. Kitleler, seçim yerine karar alma mekanizması olarak doğrudan demokrasi mekanizmalarını kullanabilmiş olsa, referandumlar üzerinden karar alma süreçlerinde aktif rol oynayabilse, toplumun radikalleşmesi mümkün olur, kısa sürede Tayyip de, Kılıçdaroğlu da tarihin çöplüğünde yerlerini almış olurdu. 

Tayyip'le beraber Kıbrıs Türkünü terbiye etme politikaları da devam edecek... Hoş, Kılıçdaroğlu da gelseydi Türkiye'nin Kıbrıs politikası açısından değişen bir şey olmazdı. Bundan dolayıdır ki, iki ögretmen sendikasının haklı mücadelesini halk olarak tereddütsüz desteklemeliyiz. Nitelikli, kamusal, çağdaş, ve laik eğitim hakkı için, alt yapısı güçlü okullar ve güvenli sınıflar için, öğretmenin emeğine ve bilime değer veren bir sistem kurmak için, öğretmenlerin çağrısına kulak vermeli, onlarla birlikte harekete geçmeliyiz.

Ülkemizde her alanda bilgisi, potansiyeli  ve becerisi olan gençlerimiz işsizken, Türkiye’den öğretmen getirilmesine birlikte dur demeliyiz!

Yaşanan anti-demokratik süreçte, işbirlikçilerin ne eğitimi, ne de toplumumuzu iyiye taşıma gailesi vardır...


DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE ÜLKEMİZDE YAŞANANLAR, PROTOKOLLERLE, TALİMATLARLA, İŞBİRLİKÇİLERLE KURGULANAN DÜZENİN ÖRGÜTLÜ YAŞAMA SALDIRI HALİDİR...


Mücadelemiz; öğretmenlere ve örgütlerine, topluma ve toplumsal varlığımıza karşı yapılan saldırı, baskı ve tehditlere karşıdır... Bu mücadele, gençlerimiz, geleceğimiz ve toplumsal varlığımız içindir.
Tüm örgütlere, sendikalara, sivil toplum örgütlerine, odalara, esnafa, siyasi partilere, okul aile birliklerine, velilerimize, öğrencilerimize, işsiz öğretmenlere, üyelerimize, vatandaşlarımıza açık çağrımızdır:

Birlikte harekete geçelim, bize dayatılanlara hep birlikte DUR diyelim!

 

30 Mayıs 2023, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar