Şampiyon TL...

Türk yüzyılı hızlı başladı... Türk hükümeti, seçimler gerçekleşene kadar döviz kurlarını baskı altında tuttu. Seçim bittikten sonra da, Recep Bey Türkiye halkına adeta "beni seçtiğiniz için teşekkür ederim" dercesine devalüasyona girişti... TL çamur oldu, hatta eriyip gitti. Türkiye devalüasyonda şampiyon! En değersiz para birimi şampiyonu TL! 

Ücret ve maaşlar hariç her şeyin dövize endeksli olduğu Türkiye'de ve ülkemizde, işçinin ve emekçinin eline geçen birkaç kuruş da eriyip gitti... 

TL'deki çöküşün nerede duracağı belli değil... ama Recebim halka enflasyonu yenmekten, faizleri düşürmekten, güçlü Türkiye'den bahsediyor... Hazinesi tam takır kuru bakır güçlü Türkiye! 

Türkiye'de halkın isyan etmesi için koşulların daha ne kadar kötüleşmesi gerektiğini kestiremiyorum! 

İki yıldan beri Türk futbolunu sosyal ve siyasal açıdan takip ediyorum. İzlediğim kadarıyla, sonuçların, en azından kritik sonuçların masa başında belirlendiği ve hiçbir sportif değeri kalmamış bir futbol organizasyonu söz konusudur... Türk burjuva siyaseti ne ise, Türk futbolu da aynı çirkefin içindedir. Bu durumdan sezon sonu şampiyon olan takım ve taraftarları mutludur. Diğerleri şikayetçi! Ama ertesi sezon o şikayet edenlerden biri şampiyon olur, diğerleri şikayetçi! 

Yaşanan rezaleti çok iyi bilen ve gören spor yazarları ve yorumcuları da yayıncı kuruluşlardan elde ettikleri menfaatleri kaybetmemek için seslerini çıkarmıyorlar. Tam tersine her şey yolundaymış gibi yorumlar yapıyorlar.


Bu yaşananlardan en fazla mağdur olduğunu iddia eden takımlardan biri ve taraftarlarının sosyal medyadaki tavırlarını okuyorum. Kitlesel mücadeleye girişmekten, yayıncı kuruluşu boykot etmekten, yönetimi istifa ettirmek için ayaklanmaktan bahsedenler çok... Bunların yanında güçlü bir lobi kurarak şampiyon olunabileceğini öngörenler de çok. Yani var olan kötü düzeni değiştirmek yerine, "biz de bu düzenin parçası olalım" diyen de çok...


Bazı Türk futbol takımlarının, en azından İstanbul'dakilerin, geniş kitle desteği ve bu kitleleri harekete geçirebilecek yeteneği var. Hatta
futbol takımlarının kitlesel gücü ne yazık ki  solda bulunan siyasi partilerde yok... Örneğin Fenerbahçe, 3 Temmuz kumpası olarak adlandırdığı olayları protesto etmek için İstanbul'da milyonluk kitlenin katıldığı bir miting düzenlemişti.


Peki ama Türkiye'nin içine düştüğü derin ekonomik bunalımdan, Fener'i, Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı, Trabzon'u veya bir başka Anadolu takımını şampiyon etmekle çıkamayacağını hiç mi akıl edemiyorlar?... Bana göre bu ortamda şampiyonluğun, hatta genel olarak spor yapmanın bir değeri yoktur...


Taraftarlar kitleleri futbol için ayağa kaldırmayı düşüneceklerine, Türkiye'deki işbirlikçi, gerici, faşist, tekelci sermaye rejimini yıkmaya kafa yorsalar çok daha yararlı bir iş yapmış olacaklar... 

 

10 Haziran 2023, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar