Çocuklar dünyayı değiştirmek istiyor!
Kıbrıs'ın az sayıda şanslı bireylerindenim... Hem Türk hem de Rum torunlarım var! Kuşkusuz hepsi de Kıbrıslı!...
İki gece önce, Rum torunlarımdan Hara'nın devam etmekte olduğu anaokulunun yıl sonu müsameresini izledim. Hara kelime anlamıyla neşe demek... Bizim Hara da tıpkı adı gibi neşeli, cıvıl cıvıl, hareketli, dans etmeyi seven, mutlu bir bebek... Bu özelliğini anne ve babasından almadı. Galiba "sahte" dedesinden, yani benden almış olmalı! Üvey dedesiyim ya...
Hara, etkinlik boyunca sahnede bulunduğu süre durmak oturmak bilmedi. Sürekli dans etti, kendisinden daha büyük çocukların hareketlerini, figürlerini taklit etmeye çalıştı. Neredeyse etkinliği "çaldı" ve bir HARA SHOW'a çevirdi... Tamamı çok renkli ve neşeli geçen bu etkinliğin ana teması, "Çocuklar Dünyayı Değiştirmek İstiyor"du!
Bu köşede sıkça işlediğim konulardan biri de emperyalist kapitalizmin açmazlarıdır. Bu açmazların insanlığa büyük felaketler yaşatmakta olduğunu ve daha da büyük felaketlerin kapıda olduğu kaygısını taşıdığımı yazdım. Emperyalist kapitalist düzene son vermeyi başaramadığımız takdirde, gelecek nesilleri kötü günlerin beklediğini vurguladım.
Hara'nın anaokuluna devam etmekte olan yüzden fazla çocuk, geçen gece biz yetişkinlere müthiş bir mesaj verdi. Hatta sadece mesaj vermekle kalmadılar, ders verdiler... "Biz çocuklar dünyayı değiştirmek istiyoruz" dediler... "Düşmanlıkların olmadığı, mutlulukların paylaşıldığı, barış içinde bir dünya istiyoruz" dediler... Onları izlerken düşündüm... "Çocukların bu istekleri, bu rüyaları mümkün mü" diye düşündüm... Yanıtım "evet" oldu. Evet mümkün!...
Toplum bilim, marksist toplum bilimi bunu öngörmüyor mu? Sadece öngörmekle kalmayıp bu rüyayı gerçekleştirmenin yollarını, yöntemlerini de göstermiyor mu? Bu ne güzel bir anaokuludur ki, çocuklarımızı böylesi bir vizyonla yetiştiriyor. Bu okul Kuzey Kıbrıs'ta olsa mutlaka kapatılır, öğretmenleri de meslekten men edilirdi! Güney Kıbrıs'taki yöneticiler şimdilik, ama şimdilik, buna tahammül ediyor gibi görünse de, onların da özünde kuzeyi yönetenlerden daha farklı bir düşünce yapısında olmadığını biliyoruz...
Müsamereyi bu duygular içerisinde izlerken bir an dehşete kapıldım. Bu güzel çocuklar, şarkılarla, skeçlerle dile getirdikleri bu duygu ve düşüncelerle anaokulunu bitirip ilkokula başladıkları zaman olacakları düşündüğünüz zaman dehşete kapılmamak mümkün mü? İlkokullar devlet kurumları! Özel olanları da devletin verdiği müfredatı takip etmek zorunda. Barış içinde bir dünya isteyen bu çocuklara, ilkokullarda ne öğretilecek?... Irkçılık, milliyetçilik, dini gericilik, Türk düşmanlığı ve Rum düşmanlığı!
İşte buna müdahale etmeliyiz. Çocuklarımızın genç beyninin ırkçı faşist zihniyetler tarafından yıkanmasına müsaade etmemeliyiz. Bu çocuklar barış ve kardeşlik duyguları içinde büyümeli... Bu çocuklar dünyamızda süregelen vahşetin nedenlerini ve kaynağını anlamalı; hem de çok iyi anlamalı... çünkü dünyayı degiştirecek olanlar onlar!
24 Haziran 2023, Avrupa gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder