Barbarlık mı, Uygarlık mı? (2)

Cumartesi günkü köşe yazımı “emperyalist dünyanın içine düştüğü ve koronavirus salgını ile derinleşen bunalıma sosyalizmden başka çare yoktur” diyerek noktalamıştım.

Büyük devletler bu durum karşısında bir felaket anında kullanılmak üzere ayırdıkları tasarruflarını devreye sokarak sermaye düzenini koruma telaşı içine girdiler. Emperyalist devletlerin önlem paketlerinin bir bacağı sistemi koruyacak, öteki bacağı da krizin yükünü emekçilerin omzuna yükleyecek şekilde düzenlenmiştir.

Bu koşullar altında gerek bütün dünyada gerekse ülkemizde burjuvaların ilk işinin önlem olarak krizi emekçilerin omzuna yüklemeye çalışmak olması bizim için sürpriz değildir. Koronavirüs salgınından kaynaklanan ekonomik yıkımın faturası emekçilere, dar gelirli memurlara ve esnafa yüklenmek isteniyor. Buna karşı mücadele etmek, emekçilerin yaşam standartlarını korumak ve krizden çıkmak için, kapitalist-emperyalist sistem dışında yeni bir yol gösterecek siyasi iradeye sahip bir önderlik şarttır...

Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya gibi öne çıkan tüm ülkelerde, oturdukları yerden insanların başına bomba yağdırma yeteneğine sahip bu ülkelerde, işçiler başlarındaki barbarları devirmelidir. Yoksa hem bu virüse hem de o barbarların bombalarına daha çok insan canı vermek zorunda kalacağız. Bu barbarlar ne kadar uzun süre iktidarlarını sürdürürse, o kadar çok insanın canı yanacaktır. Bu barbarların bir an önce devrilmeleri ve öncelikle bu ve benzeri ülkelerde işçilerin iktidarı ele alıp tüm insanlığa insanca bir düzen imkanı sunmaları elzemdir.

O halde işçilerin önderliğinde ve tüm dünyada barbarların iktidarına son vermek için internet bağlantılarımızın başına geçelim. Her bir vatandaşın oy verme hakkını kendi sendikasında, kendi örgütünde, kendi yerel yönetiminde, kendi merkezi devletinde ve sürekli olarak kullanılabilecek siyasi mekanizmayı oluşturalım. Herkesin nesi var nesi yok bilindiği, parası ve mal varlığının bilindiği ekonomik mekanizmayı oluşturalım! Bilim insanları, teknikerler ve tıp insanları, bilgisayar başındaki tüm vatandaşları bu virüs belasının yenilmesi için bilimsel ve teknik olarak savaşan elemanlar olarak örgütlemeli. Her bir vatandaşın bir yönetici, bir ortak mülk sahibi ve bir deha olabileceği herkes tarafından bilinsin ve görünsün. Tüm ülkelerde emekçilerden yana bir yönetimin çekirdeğini oluşturabilecek şekilde demokratik halk komitelerinin oluşturulması için mücadele edelim.

1 Eylül 2020, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar