Engels 200 yaşında...

Bugün köşemi modern proletaryanın çok değerli bir bilim adamı ve öğretmenine, Friedrich Engels'e ayırdım.
 
Bugün Engels'in 200. doğum yıldönümü.

O bilimsel sosyalizmin kurucularından biridir!

O insanca yaşanacak bir dünya için sermaye düzenine karşı mücadele eden yılmaz savaşçılardan biridir.

Öğretileri hala yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.

Engels, 1820 yılında Prusya Krallığının Ren eyaletindeki Barmen'de doğdu. Babası bir imalatçıydı. O, daha lisedeyken otokrasi ile bürokrasinin uygulandığı zorbalıktan nefret etmeye başlamıştı.

Engels'in sosyalist oluşu ancak İngiltere'ye gelişinden sonradır. Manchester' de, o sırada İngiliz işçi hareketlerine faal olarak katılan kimselerle ilişki kurdu ve İngiliz sosyalist yayınlara yazmaya başladı. 1844'te Almanya'ya dönerken, daha önceden mektuplaştığı Marx ile tanıştı. Burada iki arkadaş “Kutsal Aile” ya da “Eleştirel Eleştirinin Eleştirisi” başlığı altında ortak bir kitap yazdılar. Büyük bir kısmını Marx'ın yazdığı bu kitap, devrimci materyalist sosyalizmin temellerini içerir.

Engels, 1845-1847 arası Paris ve Brüksel'de yaşadı ve bilimsel araştırmaların yanı sıra bu kentlerdeki Alman işçileri arasında pratik faaliyetlerde de bulundu. Burada Marx ve Engels, gizli Alman Komünist Birliği ile temasa geçtiler ve 1848'de yayımlanan ünlü “Komünist Parti Manifestosu”nu birlikte hazırladılar.

Önce Fransa'da patlak veren, ardından da Batı Avrupa'daki diğer ülkelere yayılan 1848 Devrimi, Marx ile Engels'i tekrar kendi ülkelerine döndürdü. Köln'de yayımlanan demokrat “Neue Rheinische Zeitung”un yönetimini ele aldılar. İki dost, Ren Prusyası'ndaki bütün devrimci demokratik taleplerin kalbi ve ruhu oldular. Halkın çıkar ve özgürlüğünü, gerici güçlere karşı bütün güçleriyle savundular. O sırada, Engels halkın silahlı ayaklanmasına katıldı; üç muharebede özgürlük için dövüştü; isyancıların yenilgisi üzerine İsviçre üzerinden Londra'ya kaçtı.

Marx da Londra'ya yerleşmişti. Engels 1840'larda çalışmış olduğu Manchester’deki ticari firmaya daha sonra da ortak oldu; 1870 yılına dek bu kentte kaldı. Marx Londra'da oturuyordu ama bu durum çok canlı bir entelektüel birliği sürdürmeye engel değildi. İkili neredeyse her gün mektuplaşıyor, görüş ve bilgi alışverişinde bulunuyor ve bilimsel sosyalizmi hazırlamakta işbirliğini sürdürüyorlardı.

Engels 1870'te Londra'ya taşındı. İkilinin yorucu çalışmalarla geçen ortak entelektüel yaşamı ise, Marx'ın 1883 yılında ölümüne dek devam etti. Bu çalışmaların meyvesi, Marx tarafında çağımızın ekonomi politiği konusunda en büyük yapıt olan Kapital, Engels tarafında ise irili ufaklı bir yığın yapıt ve Kapital'in 2. ve 3. ciltlerinin yayına hazırlanması oldu.

Marx, 1864'te Uluslararası İşçi Birliği'nin (1. Enternasyonal) kuruluşuna katıldı ve bu birliğe önderlik etti. Engels de birliğin çalışmalarına faal olarak katıldı. Marx'ın ölümünden sonra da Engels, Avrupalı sosyalistlerin danışmanı ve öncüsü olmaya tek başına devam etti. Onun öneri ve yönlendirmelerine Alman sosyalistleri de aynı şekilde daima başvurmuşlar; hükümetlerin sürekli kovuşturmasına karşın, hareket hızlı ve düzenli bir biçimde güç kazanmıştır. İspanya, Romanya ve Rusya gibi geri kalmış ülkelerin sosyalist temsilcileri de ilk adımlarını atarken karşılaştıkları güçlükler karşısında daima ona başvurmuşlar ve hepsi de Engels'in zengin bilgi birikimi ve deneyiminden yararlanmıştır.

Friedrich Engels, 5 Ağustos 1895'te Londra'da öldü. 

 

 (Facebook, Bolşevizmin Sesi sayfası, Cihan Yıldız'dan alıntı)
 
28 Kasım 2020, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar