Nasıl Bir Birlik Mücadele ve Dayanışma?


Bir seçim aldatmacasını daha geride bıraktık. Seçim süreci boyunca arzu ettikleri sonucu elde edebilmek için kendileri gibi düşünmeyen herkesi “düşman” ilan eden seçimin "galipleri", şimdi birlik ve beraberlik çağrıları yapmaya başladı.

Seçim süresi boyunca her türlü kalleşliği yapacaksınız, seçimden sonra da "e seçim yarışında olur böyle şeyler, ama artık bunlar geride kaldı, hade kucaklaşalım" diyerek birlik beraberlik isteyeceksiniz! Bu kadar kolay mı halka attığınız kazığın üzerini örtmek?

İşin ilginç tarafı da, halkın iradesini temsil ettiğini iddia eden sözde "sol" parti ve grupların da bunları kuzu kuzu kabullenmesi! Tatar'ın meclisteki yemin törenine, Erhürman’ın partisine ait milletvekilleri sözde protesto için katılmazken, kendisinin sırf nisap sağlanabilsin diye törene katılması; yaşanan yasadışılıklar karşısında YSK’nın bunları seyretmekten başka bir yetkisinin olmadığının gün ışığına çıkması, savcılık ve polisin başka bir ülkenin emir komuta zincirine bağlı olması, artık herkes için, ülkemizi yönetme iradesinin halkımızda olmadığının iyice açığa çıktığının resmidir.

 
Bu koşullarda seçimin "mağlupları" da baskılara karşı "birlik, mücadele ve dayanışma" önerilerini tekrarlamaya başladı. Ama yaşananlardan hiç ders almamış gibiler!

Birlik, mücadele ve dayanışmayı kim gerçekleştirecek! CTP ve TDP mi? Yani bu ülkenin işgal altında olduğunu kabul etmeyen, iradenin bizde olmadığını kabul etmeyen, kendi kazandıkları seçimleri demokratik, kaybettiklerini ise müdahaleli sayan ikiyüzlülerle mi birlik, mücadele, dayanışma?!

Dünyanın her tarafında süren savaşlara ek olarak yeni savaşlar için çığırtkanlığın arttığı, şövenizmin azdırıldığı, işçi ve emekçilere yönelik saldırıların arttığı, insan haklarının vahşice gasp edildiği bir dönemden geçmekteyiz...


Üstelik bunların yanındai tüm yakıcılığıyla sürmekte olan bir salgın hastalık belasıyla uğraşıyoruz. Yeryüzündeki tüm devletler, bu salgın karşısında işçilerin, emekçilerin, halkın sağlığını hiçe sayarak temsil ettikleri hakim sınıfların çıkarlarını koruma kaygısı ile hareket etmektedir. Üretimin ve sömürünün kesintiye uğramaması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar...

İşte bu ortamda bize düşen, burjuva politikaların peşinde koşmak olmamalıdır. Ülkemizdeki de-facto durumu koruyup güçlendirecek politikaların peşinde koşmak olmamalıdır... Birlik, mücadele ve dayanışmayı emekçi halkın yararına olacak şekilde kurgulamaktır. Emperyalist kapitalist sisteme, bu sistemin ensemizde boza pişiren devletlerine, bizlere yaşatılan sömürü ve baskılara karşı çıkmak için, bu köhne sistemin biricik alternatifi olan sosyalizm için mücadeleyi yükseltmek amacıyla birlik, mücadele ve dayanışma!

31 Ekim 2020, Avrupa gazetesi


Yorumlar

Popüler Yayınlar