Britanya ve Türkiye Kıskacında Kıbrıs (4)

Peki ülkemizin iki tarafındaki barış güçleri gelinen noktada ne yapıyor? Yaşanan müdahalelere karşı nasıl bir tavır ve kararlılıkla mücadele ediyor?

Ne yazık ki hala daha sorunu yaratan güçlerden medet ummaya devam ediyorlar! Kıbrıs sorununun tek çözümünü BM’de görüyorlar. Halbuki BM’nin bu sorunu çözebilecek kapasitede bir yapılanması olsa Kıbrıs sorunu çoktan çözülürdü. Ama BM emperyalist güçler tarafından yönetilmektedir. BM, Kıbrıs sorununun çözülmesini istemeyen Anglo-Amerikan emperyalistlerinin etkinliğinin ağır bastığı bir kuruluştur... Bu güçler Kıbrıs'ta bir çözüm değil, adanın Yunanistan ve Türkiye arasında taksim edilmesini öngörmüştür. 1974 yılında bu yöndeki planları tam başarıya ulaşamayınca da, adanın garantör Türkiye'nin işgali altında kalmasına ve bu statükonun sürüp gitmesinde mutabık kalmışlardır. Bunlar tarafından atılan her adım, sadece mevcut statükonun güçlendirilmesine yaramaktadır. Son olarak ortaya atılan iki devletlilik de statükoyu korumaya yönelik bir girişimdir.
 

Ne yazık ki bizim "barış güçlerimiz" bu gerçekle yüzleşmekten kaçınıyorlar. 50 yıldan uzun bir süredir aynı siyaseti izleyerek barışa ulaşamadılar. Bundan sonra da bu siyasetle barışa ulaşmak mümkün değildir. Bir dönem Bu Memleket Bizim Platformu ile halkımızın iradesinin ön plana çıkması gündeme gelmişse bile, bu irade CTP tarafından bastırılıp çöpe atıldı. Ardından BDH olarak yükselen mücadele de TDP tarafından pasifize edilip çöpe atıldı! Barış için emperyalizme karşı mücadele etmeyi akıllarına bile getirmeyen CTP ve TDP’nin ağırlıkta olduğu sözde barış güçleriyle barış mücadelesini ileri götürmek olanaksızdır! Güneyde de AKEL aynı teslimiyetçi çizgide durmaktadır. Bu güçler Kıbrıs halkı olarak barış için mücadeleyi kazanabilecek gücümüz olmadığını düşünüyorlar. Açıkçası böyle bir mücadeleye girişecek cesaretleri yoktur. Böyle bir mücadelede garantör ülkelerin halkları, komşu ülkelerin emekçi halkları ve tüm dünyanın emekçi halklarının desteğini alacağımızı ve bu destek sayesinde kazanmamızın kesin olduğunu anlamak istemiyorlar.
 

Diyelim ki anti-emperyalist mücadelenin zaferiyle ulaşacağımız yeni toplumsal düzen onları asıl korkutan olgudur! Emperyalist sistem içinde bir çözüm aradıklarını varsayalım! Ama gerçek şu ki, emperyalist dünya düzeni içinde bile çözüm aramıyorlar. Bu konuda samimi değiller... Öyle olsaydı, adanın iki yanındaki barış güçleri bir araya gelerek kendilerine göre doğru ve adil olduğuna inandıkları ortak bir çerçeve belirler ve bunu tüm dünyaya ve Birleşmiş Milletler'e ilan ederlerdi. Halbuki bunların tüm yaptığı, garantörlerin veya diğer emperyalist güçlerin politikalarına destek vermek ve onlara “bizim için bir barış antlaşması yapın” diye yalvarmak!
 

Emperyalistlere göre Kıbrıs'taki statüko, bir ateşkes durumu olduğu, sıcak savaş olmadığı için bir tür adı konmamış barıştır ve bunu daha ileri götürmeye niyetleri yoktur. İşte bu nedenlerle, ülkemizdeki sözde barış güçlerinin çabaları, özünde Kıbrıs'taki statükonun güçlendirilmesinden başka bir işe yaramamaktadır!

 

2 Ocak 2021, Avrupa gazetesi

 
 

Yorumlar

Popüler Yayınlar