Sıradan bir okuyucunun gözlemleri (1)

Genellikle bu köşede ekonomik, siyasal ve ideolojik konuları ele alan yazılar yazıyorum. Bu cumartesi daha hafif ve yorulmadan okuyabileceğiniz bir yazı yazmayı denemek istedim.

Bugün Kıbrıs Türk toplumunda son yıllarda yayınlanan kitaplar ve bunlar arasından dikkatimi çeken bazıları hakkındaki düşünce ve gözlemlerimi sizlerle paylaşacağım.
Kitap okuma alışkanlığının toplumumuzda zayıf olduğu söyleniyor. Gelişen bilgisayar teknolojisi ve iyice yaygınlaşan akıllı cep telefonları sayesinde kitap okumanın daha da azaldığı varsayılıyor. "Varsayılıyor" diyorum çünkü bu konuda toplumumuza yönelik herhangi bir araştırma, inceleme ya da çalışmaya denk gelmedim.Varsa da benim haberim yok.

Hal böyleyken son yıllarda kitap üretimimizde gözle görülür bir artış var. Bir elin parmaklarından fazla olmayan kitapçı ve yayın evlerimizin yayınladığı kitapların yanında, kişilerin herhangi bir yayınevi veya sponsor desteği olmadan yayınladığı kitaplar da var.

Hemen hemen her konuda yayınlanan yeni kitaplar arasında roman ve anı kitapları öne çıkmakta.

Roman, toplumumuzun geçmişinde kanaatimce en az yayınlanan kitap türüdür. Hikmet Afif Mapolar'ın bir dizi romanının yanında, çok az sayıda yazarın tek tük çıkardığı ve çoğu pek de başarılı sayılmayan denemeler bulunmaktadır.

Son yıllarda ise bu alanda bir atılım yapıldığını, roman dalında iki ismin öne çıktığını görüyoruz: Dr. Bülent Dizdarlı ve Zeki Erkut. Ben henüz ikisinin de eserlerini okuma fırsatı bulamadım. Ama okuduğum yorumlar ve kitaplarının yeni baskılarının yayınlanması, çalışmalarının başarılı olduğunu gösteriyor. En kısa zamanda bu iki yazarımızın romanlarını okumayı hedefliyorum.

Bu arada en çok yayınlanan kitaplar, şiir kitaplarıdır. Ama üzülerek söylemeliyim ki, duygu ve düşüncelerini düz yazı yerine alt alta yazarak şiir yazdığını sanan, şiir tadında olmayan şiirler yazan da çok. Bu da hem şiirin önemini gözden düşürüyor, hem de gerçekten güzel ve içerikli şiir kitaplarının da ilgi görmemesine yol açıyor.

Benim en büyük ilgiyle okuduğum kitaplar ANI kitaplarıdır. Çünkü anı kitapları hem yazılı olmayan gerçek tarihimize, hem de halkımızın yaşam biçimi, gelenek ve göreneklerine dair ipuçlarıyla doludur. Son yıllarda ise tanıdık tanımadık bir çok insan anılarını yazmakta ve yayınlamaktadir.

“Baki kalan bu dünyada bir hoş sedadır” anlayışının etkisiyle olacak, insanlarımız anılarını yazma konusunda adeta yarış içerisinde. Bunu çok olumlu buluyorum.

Anı kitapları yazanlar arasında yine Doktor Bülent Dizdarlı, Aytuğ Plümer, Osman Balıkçıoğlu, Zübeyir Ağaoğlu, Erdoğan Mirata, Levent Dirençay ve daha birçok isim var...

Bunlara ek olarak, belgesel nitelikli siyasal kitaplar yayınlayan yazarlarımız da göz ardı edilemez. Bunların başında hiç kuşkusuz Doktor Ahmet Cavit An geliyor. An'ın kitaplarını buraya sığdırmam mümkün değil. Kendisinin yayınlanan kitaplarının sayısı herhalde 30’u geçmiştir. Sponsor bulup yayınlanmayı bekleyen daha bir miktar kitap çalışması olduğunu da biliyorum.

Son dönemde okuduğum kitaplar arasında beni etkileyen bazı kitaplar hakkındaki düşüncelerimi de sizlerle paylaşacağım. Bunlar anı kitapları olup, hem yakın tarihimiz hem de halk bilimi açısından değerli bulduğum kitaplar... Ancak bugünlük köşemi doldurmuş olduğumdan, bu ilginç kitaplar hakkındaki izlenimlerimi gelecek salı günü okuyabileceksiniz. Biraz arkası yarın gibi olduğu için kusurumu bağışlayın!

Ha, bu arada şunu da vurgulamalıyım: Burada yazdıklarımı ve salı günkü köşemde yazılacak olanları bir edebiyat uzmanı ya da eleştirmen olarak yazmıyorum. Çünkü edebiyatçı değilim. Roman veya şiir gibi edebi alanlarda hiçbir iddiam olamaz. Ben sadece sıradan bir vatandaş, herhangi bir okuyucu olarak düşünce ve duygularımı paylaşıyorum. Amacım da kimseyi incitmek veya üzmek değildir. 

 

 9 Ocak 2021, Avrupa gazetesi


Yorumlar

Popüler Yayınlar