Hayal satanlar ve hayalleri yıkılanlar (7) ...

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Burjuva Karakteri

1960 yılında Anglo-Amerikan emperyalizminin BM ile birlikte Kıbrıs'ta sözde bir barış anlaşmasına aracılık etmesi sonucunda, Britanya, Türkiye ve Yunanistan tarafından kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bir burjuva devleti olduğunu hatırlatalım... 

Sözde bağımsız bir devlet olarak ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti, can damarından bağlandığı üç garantörle, BM sözleşmelerinin özüne aykırı bir manda idaresi olarak ortaya çıktı. Bu idare, yine üç garantörün fişteklemesi sonucunda, üç yıllık bir sürenin sonunda tamamen Kıbrıs Rum toplumu liderliğine devredilirken, Türk toplumu liderliği de cumhuriyetin kuruluş anlaşmaları dışında kalan ayrı bir yönetim oluşturdu. 

Adaya Barış Gücü kılıfı altında daha başka ordular da yerleştirildi.1964’ten 1974’e kadar, toplumlar arası çatışmalar ve her iki idari yapının da hem kendi toplumlarına, hem de "düşman" topluma karşı uyguladığı, devlet terörü içeren bir süreç yaşandı.

Nihayet 1974 yılında, NATO eliyle düzenlenen operasyonlarla ada üçe, hatta dörde bölündü. Adanın güneyi Kıbrıs Cumhuriyeti kimliğini koruyarak Rum toplumu liderliğinin kontrolünde kaldı. Kuzeyde de Türkiye'nin alt yönetimi niteliğinde, sözde bağımsız bir devlet yapısı oluşturuldu. Ayrıca daha 1960 yılında, adanın güneyinde "egemen üs bölgeleri" olarak Britanya'ya bırakılan iki önemli bölge varlığını korudu... Adanın batısından doğusuna uzanan dar bir şerit de, yine Anglo-Amerikan emperyalizminin denetiminde bulunan Birleşmiş Milletler Barış Gücüne teslim edildi. 

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bu burjuva karakterini inkar edecek bir Allah'ın kulu olabileceğini düşünmüyorum. Gelinen aşamada, bu cumhuriyete geri dönüşün pratikte mümkün olmadığını ve bunu zorlamanın aslında gericilik olduğunu, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ısrarın aslında AB emperyalizmini (Almanya ve Fransa) güçlendirme politikası olduğunu vurgulamak zorundayım...

Bu yazı dizisinin başında, Kıbrıs sorununa çözüm arayışlarını iki kategoride toplayabilecegimizi söylemiştim: Burjuva çözüm ve devrimci çözüm!

Burjuva çözüm arayışlarının en yaygın olanı federal çözüm şekli olsa da, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'ne dönmek isteyenler de az değildir.

"Peki 1960 cumhuriyetine dönmek mümkün mü" sorusunu sormadan önce, bu yaklaşımın doğruluğunu sorgulamalıyız! Bana göre 1960 cumhuriyetine dönüş, üç garantörlü sisteme dönüş demek olduğundan yanlıştır... Üniter bir Kıbrıs yaratacaksak, bu bağımsız ve egemen bir devlet olmalıdır... İngiliz üslerinin de topraklarımızdan sökülüp atıldığı bir devlet olmalıdır. Kuru kuruya 1960 cumhuriyetine dönüş çağrıları, sadece emperyalist güçlerin ülkemizdeki statükoyu koruyup güçlendirmesine yarar! 

Ne yazık ki, yıllardır çözüm diye bize yutturulmaya çalışılan BM çerçevesinde federal çözüm de garanti ve ittifak anlaşmalarının kalmasını öngören bir "çözüm"dür! Üstelik bu çözüm önerisi Britanya üslerinin sadece varlığını korumakla yetinmeyip, bunun tartışılmasını bile yasaklıyor!

Muhtemel bir çözümde yaratılacak olan devletin şekli, yani üniter mi federal mi vs, önemli değildir. Buna Kıbrıs halkları birlikte karar verecektir. Önemli olan devletin karakteridir. Bu devletin bağımsız ve gerçekten demokratik bir devlet olması önemlidir!


19 Kasım 2022, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar