İrademizi ve yurdumuzu da özgür isteriz...
Yaşadıklarımızdan öğrendik ki, istediğimiz kadar kapanalım, açıldığımız anda virüs bulaşmaya, salgın yayılmaya başlıyor. Bu durumu minimuma indirmek için etkin tedbirler almak gereklidir. Fakat emperyalist kapitalizmin işleyiş yasası maksimum kara dayandığından, salgınlar karşısında halkın sağlığı egemenlerin birinci önceliği değildir... Güçlü bir sağlık altyapısı olsa kapanma ihtiyacı bile duyulmadan atlatılabilecek salgınlar, 21. yüzyılda en ilkel önlemlerle savuşturulmaya çalışılıyor. Bunların da başında maske, ellerin sık sık yıkanması ve sosyal mesafeye dikkat edilmesi geliyor. Güneyde çalışan emekçilerimiz toplumun en sık covid testi yaptıran kesimidir. Yani virüs açısından en temiz olanlarımızdır. Pandemi başlangıcından beri güneyde çalışan işçilerimizin virüs taşıdığı görülmedi. Bir işçinin güneyden virüs kaptığı iddia edilmiş olsa bile, kimse bu işçinin virüsü güneyden mi kuzeyden mi kaptığını söyleyebilecek durumda değil. Virüsün kuzeyden güneye taşınma olasılığı da olmasına rağmen Rum liderliği işçilerimize böyle bir yasak getiremezken, Türk toplumu liderliğinin işçilerimizin çalışmasını engellemesi kabul edilemez.
Eğer güneyden yaygın bir şekilde virüs kapma durumunda olduğumuz kanıtlanırsa, o zaman güneye geçişlerle ilgili olarak önlemler alınması doğru olur. Ama bu kararı verecek olan yönetim, işçileri ödenekli izinli saymalı ve onlara haftalık ücretlerini bir tamam ödemelidir. Bence bu konuda sadece kuzeydeki yönetimin değil, güneydeki yönetimin de sorumlulukları vardır. Genç TV’de katıldığı bir programda UBP ileri gelenlerinden Cemal Bulutoğlu da güneydeki işlerine gitmeleri yasaklanan işçilere ücretlerinin bir tamam ödenmesi gerektiğine vurgu yaparak bunu sağlamaya çalışacağına söz verdi!
Cemal konuya doğru yaklaştı! İnsanların işlerine gitmesine engel olanlar bedelini de ödemeli! Ama onun acaba bunu sağlayacak kapasitesi veya yetkisi var mı? Yoksa yine ucuz şov yapma peşinde mi? Böyle bir karar UBP’den değil, Ankara'dan çıkar! Cemal bu amaç için başbakana değil, Türkiye'nin elçisine başvurmalı. Belediyeler de paraya her sıkıştıklarında öyle yapmıyor mu?
Güneyde çalışan emekçiler yasaklar karşısında haklı olarak isyan içinde... Onların derdi ekmek parası!
Ama ne yazık ki eğer tek derdimiz ekmek olursa hiçbir yere varamayız! Hatta ekmeği de bulamayabiliriz. Tek derdimiz ekmek değil... İrademizi ve yurdumuzu da özgür isteriz!
18 Aralık 2020, Avrupa gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder