Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki Bireysel Hakları... (4) İrini'nin Irkçı Tavrı
Ayrılıkçı Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası sayesinde seçimler de ayrı ayrı yapılmaktaydı... Yani Kıbrıslı Rumlar Kıbrıslı Rum adaylara, Kıbrıslı Türkler de Kıbrıslı Türk adaylara oy verebilmekteydi. Bu çağdışı uygulama, federal çözüm görüşmelerinde de önemli bir pazarlık unsuru konumunda. Her iki taraf da küçük değişikliklerle bu ayrılıkçı uygulamayı koruma peşinde...
İbrahim Aziz tarafından AB mahkemelerinde açılan bir dava sonucu, güneyde yaşayan çok az sayıda Türkün de Kıbrıs Rum seçimlerinde Rum partilerine oy verebilmesi bireysel bir hak olarak tanınmıştır. Ama bu durum var olan ayrılıkçı uygulamayı gidermekten çok uzaktır... Kıbrıslı Türkler cumhuriyet idaresine ait parlamentoda temsil edilmemektedir.
Avrupa için utanılacak bir kararla, Kıbrıs'ın kuzeyindeki yasa dışı meclise seçilenler, gözlemci olarak Avrupa parlamentosuna katılabilmektedir. Kıbrıs'ın kuzeyindeki yasa dışı yönetimin cumhurbaşkanı da, BM tarafından Kıbrıslı Türklerin "seçilmiş" lideri olarak kabul görmektedir.
BM’nin, AB’nin ve onlarla birlikte Yunanistan ve Kıbrıs Rum liderliğinin bu ikircikli tavrı, yani kuzeydeki durumu bir yandan "işgal" olarak niteleyip diğer yandan da işgal rejiminin uygulamalarına göz kırpmak, Türkiye ve Kıbrıs Türk liderliğinin ayrılıkçı Kıbrıs politikalarını cesaretlendirmek ve adadaki statükonun korunmasını sağlamak içindir...
Kıbrıslı Türkler olarak adanın kuzeyinde uluslararası hukuk dışında bir yaşama mahkum edildik... Buna sebep olan da kendi liderliğimiz ve “anavatan” Türkiye'dir!
Güneyde yaşamayı tercih edenlerimiz de günlük yaşamın içinde, olmaması gereken birçok sorunla karşılaşmaktadır...
İki hafa önce, nikahlarını güneyde kıymak isteyen bir çift için Strovolos Belediyesine başvuru yapmak istedim. Belediyede görevli bayan İrini (ki adının anlamı da BARIŞ!), bu nikâhı kıymayı reddetti... Nedeni de evlenecek olan çiftten birinin Türkiyeli olması. Bayan İrini Türkiyelilere Strovolos Belediyesinde nikah kıyamazmış! Neyse ki Lefkoşa Belediyesi, Larnaka Belediyesi gibi önemli belediyeler bu konuya çok daha makul yaklaşarak nikâhı kıyabileceklerini beyan ettiler. Bayan İrini’nin yanlış bir tavır içinde olduğunu da vurguladılar. Fakat bu nikâhı yine de Güney Kıbrıs'ta kıyamadık... Çünkü çiftin Kuzey Kıbrıs'tan geçerek güneye gelmesine izin verilmedi. Yunanistan'daki Kıbrıs Cumhuriyeti elçiliğinden TC uyruklu geline vize alınarak Larnaka'dan gelmesi talep edildi. Atina'daki Kıbrıs Elçiliği de binbir mazeret uydurarak bu vizeyi vermedi... Çiftimiz de nikah için Kıbrıs yerine Malta'yı tercih etmek zorunda kaldı!
Kısacası Kıbrıslı Türkler olarak resmi uygulamalardan çektiğimiz yetmezmiş gibi, bir de Bayan İrini gibi örümcek kafalı ırkçıların tavrı bizi sık sık mağdur etmektedir...
Tüm bunlar, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yöneten Rum liderliğinin Kıbrıslı Türklere ikinci sınıf vatandaş muamelesi uyguladığını göstermektedir.
9 Kasım 2021, Avrupa gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder