Kıbrıs'ta sosyalist düşüncenin durumu hakkında bir yoldaşa verilen cevap (1)

Değerli yoldaş,


"Kıbrıs'ta sosyalist düşünce ne aşamadadır" sorunuzun basit bir yanıtı yoktur...

Özetleyebildiğim kadarıyla şunları söyleyebilirim:

Kıbrıs Sosyalist Partisi 2002 yılının Kasım ayında kurulmuştur.

Parti, kurulduğu günden itibaren etkin bir siyasi mücadeleye girişmiş ve enternasyonalist bir siyasi çizgi izleyerek dünya çapında emek güçleriyle emperyalist sermaye güçleri arasındaki mücadelede emekten yana taraf olmuştur.

Stalin yoldaşın daha sağlığı sırasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ni içten yıkmak için başlatılan karşı devrimci çabalar; Stalin'in 1953 yılındaki vefatından sonra Ağustos 1953`te Yüce Sovyetler'de alınan kararlar ve 1956 yılında yapılan SBKP 20. kongresinde Hruşçov'un meşhur gizli söyleviyle, sinsice ve komünizm adına yapılan ama özünde anti-komünist bir saldırıya dönüşmüştü. Buna mukabil gerek ÇKP ve Mao Tse Tung önderliğinde, gerekse AEP ve Enver Hoca önderliğinde Hrusçov'a karşı girişilen siyasi-ideolojik polemikler; Marksist bir duruş üzerinden değil, Hrusçov’un da temel aldığı Titocu ve Troçkist ekonomik ve siyasi yaklaşımları esas alan bir içerikle yürütüldüğü için, uluslararası komünist harekette tam bir siyasi ideolojik karmaşa ve dağınıklık yaratmıştı. ÇKP ve AEP`nin SSCB'nin revizyonist liderliğine karşı giriştiği mücadele, SSCB’yi ve proletarya diktatörlüğünün varlığını savunmak adına tam tersine, yani proletarya diktatörlüğünün çökertilmesine hizmet etmeye yaradı. 1953 yılında Hruşçov`un SSCB-KP genel sekreterliğine gelişiyle birlikte SSCB'mizde proleter iktidarın yitirilmesine ve teslimiyete yol açan bu durum, nihayet 1990 yılında emperyalist kapitalizmin kesin zaferine, Sovyet devletinin çökertilmesine yol açtı. SSCB'nin dağılmasıyla birlikte uluslararası komünist hareket daha da karıştı. Siyasi ideolojik açıdan yaşanan kaosa moral ve psikolojik alanda tam bir çöküntü eklendi. Bunu dünyanın her tarafındaki komünist/sosyalist partilerin çoğunun dağılması veya "liberalleşmesi", daha doğrusu tam anlamıyla burjuvalaşması takip etti. Siyasi, ideolojik ve örgütsel anlamda yaşanmakta olan bu dağınıklığın genel olarak hala devam ettiğini rahatlıkla soyleyabiliriz.

İşte partimiz KSP böyle bir ortamda kuruldu... Ancak yoldaşlarımızın ve bugüne kadar görev yapan merkez komite üyelerimizin büyük çoğunluğunun araştırmacı ve sorgulayıcı özelliğinden dolayı, aynı zamanda eleştiri-özeleştiri mekanizmasını her dönemde ilkeli bir şekilde çalıştırmış olmamız sayesinde eksiklik ve zaaflarımızı aşmayı başardık.

Partimizin bugüne dek yapılan çalışmalarla ulaşmış olduğu siyasi stratejiyi ele alacak olursak, bizim stratejik hedefimiz komünist bir dünya toplumunun elde edilmesidir. Ama asgari program hedefimiz, Kıbrıs'ta anti-emperyalist birleşik cephe hükümeti kurmak, işgalcileri kovmak, Kıbrıs'ı birleştirerek demokratik bir halk iktidarı kurmak ve ülkemizi doğrudan demokrasiyle yönetmektir.
Asgari programımızda hedef olarak belirlediğimiz anti-emperyalist birleşik cephe hükümeti ve bu hedefe yönelik mücadeleyi örgütlemenin aracı olarak ülkemizdeki emekçi sınıfların ve tüm anti-emperyalist güçlerin birleşik cephesi, ve hem eylem kılavuzu olarak hem de AEBC Hükümetini elde ettikten sonra bir yönetim biçimi olarak hayata geçirmeyi planladığımız doğrudan demokrasi taleplerimiz, doğru ve bütünlüklü bir çizgi oluşturmuştur. Bu bağlamda, ML'yi ülkemiz şartlarına yaratıcı bir şekilde uyguladığımızı söyleyebiliriz.

 

21 Kasım 2021, Avrupa gazetesi


Yorumlar

Popüler Yayınlar