Emperyalist çözüm planları peşinde "boykot"...
Boykotçular ya da kendilerine “Boykot Platformu” diyenlerin temel çizgisi nedir?... Federal Kıbrıs! Peki bu federal Kıbrıs sosyalist ya da hiç değilse emperyalist zincirden kopmuş bir federal Kıbrıs mı?... Hayır! BM planları çerçevesinde bir federal Kıbrıs... Yani 60 senedir elde edilemeyen BM çerçevesinde federal Kıbrıs!... Bu boykotçular, aynı zamanda, niyetleri bu olmasa da, emperyalizmin iş birlikçisi, statükonun koruyucu ve kollayıcısı konumuna düşüyor. BKP de YKP de boykot kararı almadan önce nabız yokladı ve seçime katılabilecek sayıda aday bulmaya çalıştı. Bulamayınca da boykot dediler... Yani bunların boykotu kendi zayıflıklarını gizlemeye yönelik sahte bir boykottur.
Boykot çok ciddi bir mücadele silahıdır... Egemenlerin yönetemez, ezilenlerin de egemenlerin yönetimine daha fazla tahammül edemez hale geldikleri ortamda, iktidarı ele geçirmeye yönelik kullanılan bir silahtır. Bunlar kendi mücadelelerine sivil itaatsizlik, pasif direniş vesaire deseler anlarım... Hele bir de BM, AB gibi emperyalist kurumların kuyruğuna takılmasalar, böyle bir hareketi biz de destekleriz... Ama şimdiki şekliyle boykot hiçbir işe yaramaz.
İçinde bulunduğumuz dönem kitlelerle birlikte örgütlenme dönemidir. Örgütlenebilmek için kitlelerin günlük ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda, onların yaşam kalitesini korumaya ve yükseltmeye yönelik mücadeleye ihtiyaç vardır. Bu demokratik ve ekonomik talepler için mücadeleyi, siyasal taleplerimizle birleştirmeliyiz. Bunu yapmadan sadece ekonomik talepler için uğraşmak, bizi reformculuktan öte bir yere götürmez... Bu nedenle biz ekonomik taleplerimizi siyasal taleplerimizle destekleyerek güçlendiriyoruz. Bu mücadele işçi ve emekçilere karşılarındaki gerçek düşmanların kimler olduğunu gösterecek olan mücadeledir... Seçim ortamı da böyle bir mücadelenin yükseltilebilmesi için en uygun ortamlardan biridir. Halkın siyasal duyarlılığının arttığı, devrimci örgütlerin demokrasi kırıntılarından kısmen de olsa yararlanabilme fırsatı olan bu ortamı zaaflarımızı gizlemeye yönelik "boykot" çağrılarıyla heba etmek doğru bir çalışma tarzı ve doğru bir mücadele tarzı değildir...
Boykot çok ciddi bir mücadele silahıdır... Egemenlerin yönetemez, ezilenlerin de egemenlerin yönetimine daha fazla tahammül edemez hale geldikleri ortamda, iktidarı ele geçirmeye yönelik kullanılan bir silahtır. Bunlar kendi mücadelelerine sivil itaatsizlik, pasif direniş vesaire deseler anlarım... Hele bir de BM, AB gibi emperyalist kurumların kuyruğuna takılmasalar, böyle bir hareketi biz de destekleriz... Ama şimdiki şekliyle boykot hiçbir işe yaramaz.
İçinde bulunduğumuz dönem kitlelerle birlikte örgütlenme dönemidir. Örgütlenebilmek için kitlelerin günlük ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda, onların yaşam kalitesini korumaya ve yükseltmeye yönelik mücadeleye ihtiyaç vardır. Bu demokratik ve ekonomik talepler için mücadeleyi, siyasal taleplerimizle birleştirmeliyiz. Bunu yapmadan sadece ekonomik talepler için uğraşmak, bizi reformculuktan öte bir yere götürmez... Bu nedenle biz ekonomik taleplerimizi siyasal taleplerimizle destekleyerek güçlendiriyoruz. Bu mücadele işçi ve emekçilere karşılarındaki gerçek düşmanların kimler olduğunu gösterecek olan mücadeledir... Seçim ortamı da böyle bir mücadelenin yükseltilebilmesi için en uygun ortamlardan biridir. Halkın siyasal duyarlılığının arttığı, devrimci örgütlerin demokrasi kırıntılarından kısmen de olsa yararlanabilme fırsatı olan bu ortamı zaaflarımızı gizlemeye yönelik "boykot" çağrılarıyla heba etmek doğru bir çalışma tarzı ve doğru bir mücadele tarzı değildir...
Yorumlar
Yorum Gönder