Sadece gül değil, emek ve ekmek...

Bugün 8 Mart... Kadınların, toplumsal mücadelenin tam ortasında olduklarını hatırlamaları, hatırlatmaları ve varlıklarına sahip çıkmaları açısından son derece önemli bir tarih...

Gün itibariyle Ukrayna'da vahşet dolu bir savaş sürmekte... Ama öne çıkan Ukrayna olsa da, dünyanın daha birçok köşesinde benzer haksız savaşlara ve emperyalist vahşete tanık olmaktayız.

Bu vahşeti önlemekte, kadınlara çok büyük bir görev ve sorumluluk düşmektedir... İnsanın eğitimi evde başlar... Daha evdeyken, çocuklarımıza sevgiyi, insanlığı, kardeşliği, paylaşmayı ve barışı anlatmalıyız. Ne yazık ki günümüzde okullar insanlara, çocuklarımıza düşmanlığı, savaşı ve vahşeti aşılamaktadır.

Bir yandan vahşet gözlerimizin önünde sürerken, diğer yandan gençler sevgililerine güller karanfiller yollayarak, lüks lokantalarda baş başa yemekler yiyerek "kadınlar gününü" kutlamaktadır... Yaşadığımız vahşete karşı bundan daha büyük bir umursamazlık olamaz!

Evet, 1977 yılında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü olarak kabul etti. Ama emperyalist büyük güçlerin saldırılarını meşrulaştırmaktan başka bir işe yaramayan Birleşmiş Milletler örgütü, emperyalist güçlere yaranmak için, Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü'nün içini boşaltmak amacıyla, bu günü sınıfsal içeriğinden kopararak genel bir kadınlar gününe dönüştürdü... Halbuki tarihsel olarak 8 Mart’ın gerçek içeriği şu:

Yıl 1857... Tam 165 sene önce, ABD’nin New York kentinde 40,000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı... Günlük 12 saatlik mesaiye ve düşük ücrete karşı greve giden kadın işçiler, polisin onlara saldırmasıyla fabrikaya kilitlendi... Çıkan yangında, fabrika önüne kurulan barikatlardan kaçamayarak, çoğu kadın 129 işçi can verdi...

Yıl 1908... New York'ta 15,000 kadın, “Ekmek ve Gül ” sloganıyla, daha kısa mesai, daha iyi gelir ve oy hakkı için yürüdü. Doğum izni istediler. Ekmek yaşama güvencesi ve karın tokluğunu, gül ise daha kaliteli bir yaşamı simgeliyordu...

Yıl 1910... Clara Zetkin, 2. Sosyalist Enternasyonal'e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı sırasında, 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olmasını önerdi ve bu öneri oy birliğiyle kabul edildi...

Yıl 2013... “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi” (CEDAW) ülkemizde de onaylanmış ve yürürlükte olmasına rağmen,  yürürlükteki ve mevzuatta bulunan diğer haklara da aykırı şekilde, kadınlar bir taraftan her türlü şiddete maruz bırakılırken, bir taraftan da sistemin dayatmaları ve çarpıtmaları sonucu toplumsal mücadelenin dışına itiliyor, cesaretleri kırılıyor... Şiddet kimi zaman amaç, kimi zaman araç oluyor...

Kadınlar sınıf mücadelesi içindeki yerlerini almalı; onurlu, yürekli ve haklı kavgalarına sahip çıkmalı; özel mülkiyet toplumu tarafından gasp edilmiş haklarını talep etmelidirler!

8 Mart, hatırlamak, hatırlatmak ve sahip çıkmak için bir fırsattır...

Gülün, emeği ve ekmeği unutturmasına izin vermeyin!


8 Mart 2022, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar