İyi niyetli öneriler...
Yaza orman yangınlarıyla başladık... Yangına karşı hazırlık düzeyimiz sıfır... En önemli önlem helikopter... Ama yıllardır bir helikopter alınamıyor. Kaynak yokmuş, para yokmuş, helikopteri kullanacak personel yokmuş! Mazeret çok... Tatar'a saray yapmaya, hem de külliyeli saray yapmaya kaynak ayrılabiliyor ama!
Çanakkale Kültür Kampı'na 2070 kişi götürecek kaynak var ama! Ne oluyor Çanakkale Kültür Kampı'nda? Gençler din eğitiminden geçiriliyor... Siyasal İslamın gerici ve faşist ideolojisiyle beyinleri yıkanıyor. Kıbrıs Türk toplumunu asimile etme çabalarının en önemli girişimlerinden biridir bu Çanakkale kampları!
Bazı dostlar içine düştüğümüz çıkmazdan kurtulabilmemiz için iyi niyetli önerilerde bulunuyor:
“Öncelikle ciddi bir nüfus sayımı yapılarak, nüfus sayısına göre kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapılmalı; vatandaşlık ve mülteci meseleleri gözden geçirilip yeni kararlar üretilerek, ülkenin normalleştirilmesi sağlanmalı.
Türkiye ile bugüne kadar gelinen süreçte alınan tüm yardım ve hibelerin hesabı çıkarılarak, asıl bunun için ciddi bir protokol düzenlenmeli ve hesap netleştirilmeli.
Bundan böyle de, Türkiye'den geri ödenmeyecek hiçbir kaynak istenmemeli, alınmamalı.
Euro'ya geçişin gerçekleştirilmesinin sağlanması için, AB, BM ve TC ile ciddi bir şekilde mutabakata varılmalı.
Güven artırıcı önlemler bağlamında Güney Kıbrıs ile görüşmeler başlatılıp, belli bir sonuca varılana kadar, uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı tüm girişimler durdurulmalı.
Kalkınma Bankası'ndan borç alıp ya da bilimum aflardan yararlanıp borcunu ödemeyenlere belirli bir süre verilerek tüm borçların tahsiline gidilmeli.
Ciddi bir vergi reformu yapılarak, gariban vatandaşı zamlar altında ezmek yerine, ciddi kazanç sağlayanların vergi oranlarının yükseltilmesine gidilmelidir.”
Bu öneriler mantıksız değil tabii ki! İyi niyetli oldukları kesin! Ama unutmayalım ki, cehenneme giden yolun taşları iyi niyetle döşenmiştir...
Bu önerilerin önemli bir eksikliği var... Bunları hayata geçirmek için irade gerek! Egemenlik gerek... Kendi topraklarında egemen olmayan bir halk bu tür kararlar alamaz!
Kıbrıs Türk toplumu ya da Kuzey Kıbrıs halkı için düşünülecek her türlü ekonomik çözüm, reform ve barış girişimi, KKTC çerçevesinde düşünüldüğü sürece başarılı olamaz. Toplumun kurtuluşu, istikrarlı ve müreffeh bir yapıya, demokratik bir ortama kavuşturulması için KKTC çerçevesinin dışına çıkmak zorundayız! Hatta sadece KKTC değil, KC çerçevesinin de dışına çıkmalıyız.
Hem sağ hem de sol burjuvazi topluma ihanet içindedir, kendi çıkarları için toplumu satmıştır. Onlar varlıklarının devamını Türkiye burjuvazisi ile kaynaşmakta görüyor. Burjuvazi ile birlikte toplumsal kurtuluş mümkün değildir... Bu görev işçi sınıfının üzerindedir. İşçi sınıfı ülkemizi boyunduruk altında tutan emperyalist güçlere karşı anti-emperyalist bir mücadele içine girmeden, ne Kıbrıs Türk toplumu, ne de bir bütün olarak Kıbrıs halkı barış ve huzura kavuşabilir ve adamız yeniden birleştirilebilir...
7 Haziran 2022, Avrupa gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder