1 Mayıs'a doğru dünyada durum... (1)

Toplumsal Özgürlük Olmadan Bireysel Özgürlük Olamaz...

 

Türkiye egemen sınıflarını ve bunların emperyalist dünya düzenine göbekten bağımlı rejimini eleştirmek Türkiye düşmanlığı mı?...

Tam tersi!... Türkiye'nin dostu olan, Türkiye halkını seven ve bu halkın menfaatlerini korumak isteyen herkes böyle davranmak zorundadır...


Aslında sorun Türkiye egemenlerinin sömürü düzenini eleştirmenin çok ötesindedir... Bu sorun, emperyalist kapitalizmi yıkma mücadelesini örgütleme sorunudur.


Gelecekte nasıl bir dünya düzeninin parçası olmak istiyoruz?... Bu konuda bir vizyonumuz var mı?...
21.yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamak üzereyken nasıl bir dünyada yaşıyoruz?...


Dünya nüfusunun büyük çoğunluğu karın tokluğuna yaşamaya çalışırken, bir avuç milyarder binlerce yıl yaşasalar harcayamayacakları servete sahip...


Muhteşem servet sahibi olan bu bir avuç oligark için, koşullar tarihin hiçbir döneminde şimdiki kadar iyi olmadı...

Emperyalist mali sermaye sahipleri servetlerine servet katarken, küçük ve orta burjuvazi iflaslarla boğuşmakta, giderek zayıflamakta, işçi sınıfı ise yoksulluk ve açlık sınırının altında süründürülmektedir...


İşte bu dünya düzenine "demokrasi" diyorlar!... Demokrasi ama kimin demokrasisi?... Kimin için demokrasi?...


Bir avuç mali sermaye sahibinin, bir avuç finans oligarşisinin, emperyalist para babalarının demokrasisi!...


Evet, günümüzde demokrasinin sahibi onlar!... Düzen onların düzeni!... Bu düzen ve bu demokrasi, her şeyiyle, ve tüm dünya halklarının vahşet ve sefalet içinde yaşatılması pahasına, onların çıkarlarına hizmet ediyor...


Sarayları, yatları, özel uçakları, hatta bazılarının icabında Mars'a gidebilmek için özel uzay araçları bile var desek abartmış olmayız...


Demokrasi onların, devlet onların!... Özel sektöründen kamu sektörüne kadar, burjuva devlet çatısı altındaki tüm kurumlar onların hizmetinde!... Devlet politikası, parlamentolardan geçirilen yasalar, hep onların çıkarlarını korumak için!...


Emperyalist sermaye, bu süper ayrıcalıklı konumunu korumak için her çareye baş vurmaktadır...
Zamanında burjuva sınıfının yaratmış olduğu temsili demokrasiye artık ihtiyaç duymuyor... Tersine, dünyanın her yerinde, demokratik olma özelliğini yitirmiş, otoriter, faşist devlet yapılarına daha fazla yönelmeye başladı...


Emperyalist sermaye, bu amaç uğruna, insan topluluklarını, ırk, milliyet, din, dil, renk, cinsiyet gibi her türlü farklılıkları kullanarak, bölücü politikalarla birbirlerine düşürerek savaştırmakta, birbirlerine kırdırmakta ve böylelikle saltanatını sürdürmeye çalışmaktadır...

Mali oligarşi, kapitalist emperyalist düzende bireyin özgür olduğu yalanına her vesileyle kitleleri inandırmaya, ikna etmeye gayret etmektedir. Ama işçi ve emekçiler kendi günlük yaşamlarında bunun bir yalan olduğunu görmektedir...


Yıllardan beri işçi ücret ve maaşları reel olarak artmamaktadır... Sözde maaş artışları pahalılığın ve enflasyonun gerisinde kalmakta, işçi ve emekçilerin alım gücü sürekli düşmektedir... Bu, uygar Batı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri için de geçerlidir... Hiçbir kapitalist ülkede iş güvencesi yoktur ve işsizlik kitlesel boyutlardadır... Üstelik sürekli artmaktadır...

 
Emekçilerin eğitim ve sağlığa erişim olanakları da budanmıştır...

 
İnsanlığın en temel ihtiyaçlarını bile kara dönüştürecek kadar gözü doymaz mali oligarşi; eğitimi de, sağlığı da, elektriği de, ulaşımı da, iletişimi de özele devretmiştir... Kitlelerin alnı açık, başı dik bir şekilde emekli olmasına bile tahammül edemeyen mali oligarşi, dünyanın her yerinde emekçilere mezarda emekliliği dayatmıştır... Dünyanın her yerinde, işçiler ve emekçiler ekonomik güvence ve ekonomik özgürlükten mahrum edilmiş durumdadır...


Tüm bunlara rağmen, kapitalist emperyalist sistemde büyük çatlaklar oluşmaya başlamıştır...
En önemlisi, işçi ve emekçiler, ekonomik güvence ve ekonomik özgürlükler olmadan bireysel özgürlüklerin de mümkün olamayacağını kendi yaşam pratikleriyle kavramaktadır... Toplumsal özgürlük olmadan bireysel özgürlüğün de olamayacağını kendi yaşamlarında da görüyorlar...
Toplumsal özgürlüğün de, bireysel özgürlüğün de sosyalizmle geleceğini anlıyorlar!

 

25 Nisan 2023, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar