Tarihten Bir Yaprak: AKEL'in Makarios'a Desteği ve Psefto Enosis! (1)
Bu aralar AKEL’in 1965 yılının Temmuz ayında yayınladığı haber bültenini okuyorum (AKEL Newsletter, July 1965).
İlginç bir belge... AKEL'in ilk bakışta bugünün birçok sol partisinden daha tutarlı bir sosyalist duruşu var gibi görünüyor. Ama Stalin’in sağlığında dünya barışı için SSCB’nin sürdürdüğü aktif barış politikasının yerini yeni Sovyet liderliğinin pasif barış politikası almış, bu politika NATO’ya karşı Varşova Paktı ile iyice piclestirilmis ve dünya barışı yerine soğuk savaşı teşvik eden bir Sovyetler Birligi’nin, yani Marksizm- Leninizmin yolundan çıkmış bir Sovyetler Birliği'nin varlığı koşullarında çizilmiş, uluslararası komünizmin sorunlarında Sovyetler Birliği'ndeki revizyonist duruşu birebir yansıtan bir siyasal çizgi...
Bu dönemde AKEL’in Kıbrıs politikasını belirleyen en önemli özelli,k komünizm ve işçi sınıfı adına yürütmekte olduğu oportünist siyasettir. Bu oportünist siyase,t uluslararası komünist hareketin ulusal soruna ilişkin çok önemli tezlerini saptırarak, içte tam anlamıyla şövenizm batağına saplanmış bir yaklaşım içermektedir.
Bu bültende AKEL, Makarios'un önderliğindeki Enosis mücadelesini anti-emperyalist bir mücadele ve Milli Muhafız Ordusu'nu da adeta anti-emperyalist bir kurtuluş ordusu olarak tanımlıyor. AKEL bu çerçevede, Makarios'un siyasetini ve 1963/64 yıllarında yaşanan toplumlararası çatışmalarda Milli Muhafız Ordusu'nun TMT militanlarıyla girişmiş olduğu savaşı emperyalizme karşı girişilmiş bir savaş olarak desteklemektedir. Savaşın kimler tarafından hangi politikalarla ve kimlerin çıkarlarını korumak için düzenlendiğini AKEL bilinçli bir şekilde gözardı etmektedir...
Bu noktada ENOSIS mücadelesine kısaca değinmek farz oldu.
Enosis için mücadele, 1941-1950 döneminde ve özellikle KKE'nin (Yunanistan Komünist Partisi) zafere çok yakın olduğu Yunan iç savaşı sırasında doğru bir stratejiydi. İngiliz emperyalizmini ve diğer emperyalist büyük güçlerin bölgemizdeki varlığını zayıflatacak, onları geriletecek bir hedef olarak değerlendiriliyordu.
İngilizler bu tehlikeyi fark etti ve 1950 yılında kiliseyi bir plebisit düzenlemeye teşvik etti. İngiltere, Yunanistan ve Türkiye'nin de Kıbrıs sorununa bulaşması için üçlü bir konferans düzenledi. Daha sonra ABD emperyalizmi ile birlikte EOKA ve TMT’yi örgütlediler.
EOKA ve kilise en başından beri Enosis mücadelesi için komünistlerle herhangi bir işbirliğini kategorik olarak reddetti; komünistlerin elinden ENOSIS mücadelesini almaya girişti ve aldı. Bu dönemde bir yandan EOKA Kıbrıslı Rum komünistlere karşı katliam ve yıldırma operasyonları yürütürken, öte yandan da TMT Kıbrıslı Türk komünistlere karşı katliam ve yıldırma operasyonları düzenledi. (...devam edecek)
İlginç bir belge... AKEL'in ilk bakışta bugünün birçok sol partisinden daha tutarlı bir sosyalist duruşu var gibi görünüyor. Ama Stalin’in sağlığında dünya barışı için SSCB’nin sürdürdüğü aktif barış politikasının yerini yeni Sovyet liderliğinin pasif barış politikası almış, bu politika NATO’ya karşı Varşova Paktı ile iyice piclestirilmis ve dünya barışı yerine soğuk savaşı teşvik eden bir Sovyetler Birligi’nin, yani Marksizm- Leninizmin yolundan çıkmış bir Sovyetler Birliği'nin varlığı koşullarında çizilmiş, uluslararası komünizmin sorunlarında Sovyetler Birliği'ndeki revizyonist duruşu birebir yansıtan bir siyasal çizgi...
Bu dönemde AKEL’in Kıbrıs politikasını belirleyen en önemli özelli,k komünizm ve işçi sınıfı adına yürütmekte olduğu oportünist siyasettir. Bu oportünist siyase,t uluslararası komünist hareketin ulusal soruna ilişkin çok önemli tezlerini saptırarak, içte tam anlamıyla şövenizm batağına saplanmış bir yaklaşım içermektedir.
Bu bültende AKEL, Makarios'un önderliğindeki Enosis mücadelesini anti-emperyalist bir mücadele ve Milli Muhafız Ordusu'nu da adeta anti-emperyalist bir kurtuluş ordusu olarak tanımlıyor. AKEL bu çerçevede, Makarios'un siyasetini ve 1963/64 yıllarında yaşanan toplumlararası çatışmalarda Milli Muhafız Ordusu'nun TMT militanlarıyla girişmiş olduğu savaşı emperyalizme karşı girişilmiş bir savaş olarak desteklemektedir. Savaşın kimler tarafından hangi politikalarla ve kimlerin çıkarlarını korumak için düzenlendiğini AKEL bilinçli bir şekilde gözardı etmektedir...
Bu noktada ENOSIS mücadelesine kısaca değinmek farz oldu.
Enosis için mücadele, 1941-1950 döneminde ve özellikle KKE'nin (Yunanistan Komünist Partisi) zafere çok yakın olduğu Yunan iç savaşı sırasında doğru bir stratejiydi. İngiliz emperyalizmini ve diğer emperyalist büyük güçlerin bölgemizdeki varlığını zayıflatacak, onları geriletecek bir hedef olarak değerlendiriliyordu.
İngilizler bu tehlikeyi fark etti ve 1950 yılında kiliseyi bir plebisit düzenlemeye teşvik etti. İngiltere, Yunanistan ve Türkiye'nin de Kıbrıs sorununa bulaşması için üçlü bir konferans düzenledi. Daha sonra ABD emperyalizmi ile birlikte EOKA ve TMT’yi örgütlediler.
EOKA ve kilise en başından beri Enosis mücadelesi için komünistlerle herhangi bir işbirliğini kategorik olarak reddetti; komünistlerin elinden ENOSIS mücadelesini almaya girişti ve aldı. Bu dönemde bir yandan EOKA Kıbrıslı Rum komünistlere karşı katliam ve yıldırma operasyonları yürütürken, öte yandan da TMT Kıbrıslı Türk komünistlere karşı katliam ve yıldırma operasyonları düzenledi. (...devam edecek)
1 Temmuz 2020, Avrupa gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder