Derviş Ali Kavazoğlu

11 Nisan, Derviş Ali Kavazoğlu’nun TMT tetikçileri ve ilerici demokrat geçinen bazı döneklerin birlikte kurduğu pusuda öldürüldüğü acı günün yıldönümüdür...

Derviş Ali Kavazoğlu, Kıbrıs devrimci hareketi için önemli bir kişiliktir.

Kavazoğlu, Kıbrıs’ta işçi sınıfının birliğinin simgesi oldu; Kıbrıs işçi sınıfının mücadelesine, bizim mücadelemize örnek oldu ve olmaya da devam edecek.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da AKEL’in düzenlediği törenle Derviş Ali ve yoldaşı Kostas Mişaulis anıldı; ve her yıl olduğu gibi birçok Kıbrıslı Türk gibi ben de yoldaşlarımla birlikte bu törene katıldım.

Bu yılki tören için AKEL çok iyi bir hazırlık yaptı. Zaten Kavazoğlu'nu anma törenleri seçim arefelerine denk geldiğinde AKEL coşkulu törenler yapar. Seçim yoksa da kutlamalar sönük geçer! Bilindiği gibi 2023 yılında güneyde başkanlık seçimleri var. Bu yılki Kavazoğlu-Mişauli anma törenleri de adeta AKEL’in başkanlık seçimlerine yönelik ilk kitle çalışması şeklinde geçti. AKEL etkili bir boy gösterisi yaptı.

Tören boyunca hep AKEL ve onun yörüngesinde bulunan sol partilerle aramızdaki ayrılığın nedenlerini düşündüm.

Bu yılki tören yürüyüşünü AKEL “Anti-Faşist Yürüyüş” olarak duyurdu. Konuşmacılar, emperyalizme karşı mücadeleden bahsetti. Dev-İş adına kürsüye çıkan Dev-İş Başkanı Koral Asam da emperyalizme karşı mücadeleden bahsetti. AKEL Merkez Komitesi Genel Sekreteri Stefanos Stefanu da “hayalini kurduğumuz, vizyon edindiğimiz bir dünya için mücadele"den bahsetti. Kıbrıs'ın “ne NATO’ya ne de herhangi bir savaş ittifakına” ait olmadığını söyledi. “Kıbrıs, Kıbrıs halkına aittir” dedi.

Hayalini kurduğumuz dünya, hiç kuşkusuz komünist toplumsal düzen içindeki bir dünyadır. Bunu elde edebilmek için de üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin kaldırılması şarttır. Bu da ancak emperyalist burjuvazinin egemenliğine son vermekle, finans kapitalin dünya üzerindeki hakimiyetine son vermekle mümkün olabilir.

Emperyalizm yıkılmadan dünyada ne barış ne de demokrasi gerçekleşebilir...


Kıbrıs halkının emperyalizme karşı irade sorunu çözülmeden, ülkemizde ne barış ne de demokrasi sorunu çözülebilir...

 "Sol"daki tüm örgütler bu görüşlere sahip çıkar görünmektedir... O halde neden birleşemiyoruz? Sıkıntımız nerede başlıyor?

Hem emperyalizme karşı mücadeleden bahsedeceksin, emperyalizm çökertilmeden barışı elde edemeyeceğimizi bileceksin, hem de yine de emperyalist güçlerden ve onların kurumlarından çözüm bekleyeceksin... Kıbrıs'ta barış ve çözüm umutlarını, emperyalist büyük güçlerin savaş girişimlerini meşru göstermenin aracı olan Birleşmiş Milletler'e bağlayacaksın.... Çözümü BM’nin çizdiği çerçevenin içinde arayacaksın... Başka çözüm seçeneklerini, özellikle de devrimci çözüm seçeneklerini ‘ütopik’ olarak tanımlayıp dışlayacaksın! İşte anti-emperyalist mücadele açısından temel ayrılık noktamız bu! Biz BM çerçevesinde çözüm olmayacağını, gerçek bir çözüm ve kalıcı barış için anti-emperyalist bir mücadele yürütmemiz gerektiğini savunuyoruz. Barışı sağlayacak olan yegane gücün Anti-Emperyalist Birleşik Cephe hükümeti olduğunu söylüyoruz. Bu politika aynı zamanda AKEL’in öncülü olan KKK'nin (Kıbrıs Komünist Partisi) de politikasıydı.

Peki AKEL, KKK’nin politikası geçerliliğini yitirdiği için mi Kıbrıs sorununa yeni bir çözüm önerisi öngörüyor, yoksa KKK’nin doğru politikasından taviz vererek geri adım mı atıyor?... Bence geri adım atıyor. AKEL  şekilde emperyalist çözüm planlarına teslim oluyor.

AKEL'in, pazar günkü Kavazoğlu'nu anma mitinginde, “Kıbrıs Kıbrıslılarındır” belgisi yerine “Kıbrıs Kıbrıs halkına aittir” belgisini kullanması olumluydu. Sınıfsal içerik taşımadığı için Kıbrıs halkının mücadelesini körelten bir slogan olarak hep karşı çıktığımız bu sloganın yerine, sınıfsal içerik taşıyan “Kıbrıs Kıbrıs halkına aittir” sloganı dünkü anma törenlerinin en olumlu yanını oluşturuyordu.

 

 12 Nisan 2022, Avrupa gazetesi

 

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar