Solda güç birliği ve emperyalizm (3)

“ABD hegemonyası altında oldukları iyi bilinen BM ve AB çatısı altında, emperyalizmin hegemonyası altında olduğu iyi bilinen yeni dünya düzeni altında kalarak, emperyalist sistem içinde kalarak sorunlarını çözmek isteyenlerin, vatanın ve milletin kurtuluşunu, tüm Troçkistler gibi, dünya komünizminin zaferinden kopardığı açıktır.

Bu o kadar doğrudur ki, ana vatanımız Sovyetler Birliği komünizmi inşa etme stratejisinden uzaklaştırıldığında, Lenin-Stalin komünizmi inşa planı çöpe atıldığında, AKEL (ve dolayısıyla CTP), tüm bunlara uyum göstermek, sadece ve sadece bir burjuva parti yaklaşımıyla ana vatanımızdan koparabildiği mali ve maddi çıkarları koparmak ve komünizmin inşasının imkansızlaştırılmasına destek olmak, onun yıkımını deyim yerindeyse zevkle izlemek siyaseti uygulamıştır.

Ve işte bu yaklaşım, ancak ve ancak güçlü bir komünizmin desteğiyle kendisini azgın ve cani emperyalist güçlerden koruyabilecek olan küçücük Kıbrıs'ın da yıkım ve köleliği siyasetinin uygulanması anlamına gelmiştir ve gelmektedir! Ana vatanımızda, Sovyetler Birliği'nde komünizm yenilirse, Kıbrıs'ta da özgürlük yenilir. Kıbrıs işte böyle işgal edilir. Bir yandan İngiliz emperyalistleri ülkemize kazık çakar ve Amerikalı yandaşlarıyla ülkemizde istediklerini yapar, diğer yandan ana vatanımızı çalıp çırpmış gangsterlerden para dilenerek, vatan onlara satılarak ülke yönetilmeye çalışılır hale gelinir. Rezilliğin bu kadarı da fazladır.

Şimdilerde kuzeyde gerici, burjuva-emperyalist ve Türkiye'siz ayakta duramayan bir ekonomik, siyasi ve askeri yapı; güneyde de Sovyet ana vatanımızı soyup sovana çeviren hırsızlara bel bağlamış, ve ama onlar da yetmediği için AB ne derse yapmaya hazırlanan bir yapı vardır. Ülkenin kuzeyde ve güneyde emperyalizme teslim olduğu açık ve kesindir. Dünya emperyalizminden kopamayan bu teslimiyetin ne tür sonuçlar vermiş ve vermekte olduğu da herkesin malumudur.

Bu siyasetin mucitlerine yıllar öncesinden basit bir teklifte bulunduk biz. Dedik ki, 'Bu işi Kıbrıslı Türkleri ve Kıbrıslı Rumları özne yaparak çözmek istiyorsanız, AKEL ve CTP bir araya gelsin, ve BM çatısı altında, AB üyesi, iki bölgeli, Federal Kıbrıs önerimiz işte budur, hem de tüm detaylarıyla diye ortaya çıksın. Yani AKEL ve CTP anlaşsın, anlaşmayı BM'ye ve liderlerin görüşmelerine bırakmasın, Annan'a bırakmasın. Anlaşmayı detaylı bir şekilde formüle edip halkımızın önüne koysunlar, biz  desteklemeye hazırız, ve eminiz tüm Kıbrıs da destekleyecektir' dedik.

Yaptılar mı?... Hayır yapmadılar, ve hala daha 'görüşmeler' sürüyor.

Bu demektir ki, TC işgali bu emperyalist sistemde izin verilen bir haksızlık olarak sürüyor. BM'de görüşme oluyor da niye BM dönüp demiyor TC'ye, 'sen nasıl işgal edersin benim bir üyemi' diye? Demiyor. Çünkü BM, ABD-İngiltere güdümünde çalışıyor ve Kıbrıs'ı kontrol altında tutma mekanizması da böyle işliyor.

Kıbrıs işgal edildiği oranda bu işgal Kıbrıslı Türklerden çok Kıbrıslı Rumlar için bir sorundur. Onlar da diyorlar, önce Türk işgali son bulsun. Ve onun için iş başı yapıyorlar. Askeri olarak şu anda güçleri yetmediği için, Yunanistan'a ve dünya emperyalist sisteminin üyelerine ve örgütlerine dayanarak işgale son vermeye çalışıyorlar. AB'ye bile esas olarak bu amaçla üye olduklarını söylüyorlar, ve hepsinden de amaçlarına ters sonuçlar alıyorlar. Çünkü emperyalizmin küçük ulusların ve ülkelerin bağımsızlığını korumak diye bir derdi yoktur; ama tüm ulusları baskı altına alıp ezmek diye bir derdi vardır.” (SOLDA BİRLİK ÜZERİNE, Nisan 2014)

 

23 Nisan 2022, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar