Pandeminin dayattığı acil sorunlar

Bugünkü köşe yazımda, BM Güvenlik Konseyi’nin beşli konferans öncesinde federal çözüme vurgu yapan kararını eleştiren Ersan Saner’in “Egemenliğimizden taviz vermeyeceğiz” açıklaması üzerinde durmayı tasarlıyordum. Ama vazgeçtim! Sanki Saner egemen olmadığımızı bilmiyor mu?... Şu anda bir başka partili arkadaşının bulunması gereken mevkide kimlerin sayesinde bulunduğunu da çok iyi biliyor... Burjuva politika, genel olarak dünyanın her yerinde, en büyüğünden en küçüğüne kadar tüm burjuva devletlerde, yalan üzerine kurulmuştur! Saner’in bu tavrını halkın gözünde teşhir mi edelim?... Halk zaten her şeyin çok iyi farkında.

Şu anda toplumsal gündemimizi çok daha yakıcı bir konu meşgul ediyor... Covid 19 salgınında ipin ucu kaçmış durumda... Virüs kontrolsüz bir şekilde yayılıyor. Uzmanlar en az üç hafta kapanalım derken, Saner bir haftayla yetinelim diyor! Neden?... Çünkü elinde üç hafta kapanmayı ekonomik olarak destekleyebilecek kaynak yok.

Bu arada Ticaret Odası yetkilileri işin vahametinin farkında. Krizin yükünü emekçilerin sırtına yüklemek için, kamuda görevli emekçi ve emeklilerden kesinti yapılarak, özel sektörün desteklenmesi için çağrı yapıyorlar. Emekçi kesimler de haklı olarak buna şiddetle tepki gösterdi. Muhtelif sendika, sivil toplum örgütleri ve partiler, zenginlerden ve büyük şirketlerden servet vergisi alınmasını gündeme getiriyorlar.

Pandeminin derinleştirdiği ekonomik kriz karşısında işlerine gidemedikleri için gündeliklerini alamayan ve başka hiçbir yan geliri olmayan emekçilerimizin ve ailelerinin karşı karşıya kaldığı devasa maddi sorunlar, acil olarak çözülmelidir. Bu sorunları gidermek için kaynak yaratmalıyız... Bu mümkündür.

Daha geçen gün hükümet, büyük otel ve gazinoların elektrik giderlerini sübvanse edeceğini açıkladı. Emekçilerin maaşından yüzde 10.65 kesinti yapılırken, otel ve gazinoların elektrik giderlerinin devlet tarafından karşılanması kabul edilemez... Tam tersine sübvansiye iptal edilmeli. Bu kuruluşlardan toplanacak elektrik ücretleri, yoksul işçi ve emekçilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulacak bir fona aktarılmalı! Emekçilerin maaşlarından yapılan kesintiler derhal iade edilmelidir. Krizin faturasını emekçiler ödememeli, sermayedarlar ödemelidir! Derhal büyük sermayedarlardan servet vergisi adıyla ek bir vergi alınmalıdır. Bankalarda 1 milyon TL ve üzeri mevduatı bulunan herkesten %10 vergi alınmalıdır. İyilik yapmayı seven EVKAF yönetiminin kullanılabilir tüm kaynakları da aynı fona aktarılmalıdır. Ayrıca bankaların ve büyük süpermarketlerin net gelirlerinden de en az yüzde 10’luk bir kesinti yapılmalıdır. Son olarak tüm büyük işletmelerin işten personel çıkarması yasaklanmalı, bu işletmelerin pandemi sona erene kadar çalışanlarına minimum asgari ücret ödemesi zorunlu kılınmalıdır. Toplanacak kaynak, mali olarak desteklemek için doğrudan işçilere ödenecek şekilde harcanmalıdır. Bu kaynaktan, pandemi süresince işinden atılan, işine devam edemeyen ve ücret alamayan (kuzey veya güneyde çalıştığına, vatandaş olup olmadığına bakılmaksızın) işçilere, geçindirmek zorunda oldukları nüfus dikkate alınarak, ve herhalükarda asgari ücretten az olmayacak miktarda ödeme yapılmalıdır...

Bu arada ekonomiye bir nebze olsun nefes aldırmak için, daha fazla gecikmeden güneydeki yönetimle ortak bir kriz masasının oluşturulması, ve ada üzerindeki tüm barikatların derhal açılması şarttır. İlginç olan şu ki, bu öneri BM Güvenlik Konseyi’nin beşli konferans hazırlıkları bağlamında geçen gün yaptığı açıklamada bile yer almıştır. Ayrıca Ledra Palas'ta toplanan siyasi partiler de yayınladıkları ortak deklarasyonda, güneyde çalışan Kıbrıslı Türk işçilerin aşılanmasının öncelikli olarak planlanması ve bu insanlarımızın geçiş noktalarından serbestçe geçmesinin önündeki engellerin kaldırılmasını talep etmiştir. Kuzey Kıbrıs'taki yönetim egemen bir yönetim olmayıp, bu önerileri hayata geçirebilecek insiyatife ve cesarete sahip olamayacak kadar teslimiyet içindedir. Fakat bunları, demokratik mücadelemizle, demokratik kitle örgütlerimiz, mesleki örgütlerimiz ve devrimci örgütlenmelerimizle alaşağı etmeden, bizler ne özgür ne de egemen olabiliriz!


1 Şubat 2021, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar