Amasra maden kazası...

Başlık aslında yanlış... Kaza değil, katliam demeliydim!

Amasra, Batı Karadeniz'de, Bartın ilinin şirin bir sahil kasabasıdır.

Bu şirin kasabada bir de kömür madeni var.

Geçtiğimiz Cuma gün, 14 Ekim 2022 tarihinde yaşanan grizu patlamasında, bu maden 41 işçiye mezar oldu... 69 kişi kurtarılırken, bunların 11’i hastaneye kaldırıldı.

Grizu patlaması, belli oranlardaki metan gazının havayla karışması sonucu oluşan patlamadır. Patlamanın gerçekleşebilmesi için, asgari %12 oranında oksijen gerekmektedir.

Kömür madenlerinde grizu patlamalarını önlemek için alan içerisindeki metan gazının miktarını ölçen bir cihaz bulunur. Türkiye Maden Mühendisleri Odası, Amasra kömür madenindeki gaz ölçüm sisteminin raporlarını talep etmiş, ama maden sahipleri bu talebin gereklerini yerine getirmekten kaçınmıştır...

Peki neden acaba?... Nedeni belli! Patron suçunu gizlemeye çalışıyor!

Benzer bir grizu faciası da yakın geçmişte Soma’da yaşanmıştı.13 Mayıs 2014'te, Türkiye'nin Manisa ilinin Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın, 301 madencinin ölümüyle sonuçlanmıştı. .Bu facia, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybıyla sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçmişti.

Peki bu maden kazaları kaçınılmaz mıdır?... Maden işçileri bu riskle yaşamak zorunda mıdır?... Madene inen her işçi, paydos etmeme olasılığının bulunduğu endişesiyle çalışmak zorunda mıdır?...

Oldukça yakın sayılabilecek bir tarihte, sosyal medya kanallarının birinde, çağdaş teknolojik gelişmelerin anlatıldığı bir video klibi görmüştüm. Bir insansız araç, madenin derinliklerine kazı işleri yapabilen bir robot taşıyordu. O robot da hiçbir hayati tehlike olmaksızın madeni kazıyor, onlarca insanın çıkartabileceği madenin kat kat fazlasını çıkartıyordu... Eminim taransa sosyal medyada mutlaka bu bilgi bulunur.

Günümüz teknolojisi, maden kazalarının sıfıra indirilmesini sağlayabilecek düzeydedir... Ama aşırı karın kaynağı emek sömürüsü olduğu için, sermaye sahipleri teknolojiyi değil emek sömürüsüne dayanan insan iş gücünü kullanmayı tercih ediyor...

Sadece Türkiye'den değil, dünyanın bir çok maden bölgesinden hala daha, 21. yy'da maden faciaları haberleri gelmektedir.

Maden işçileri sömürüsünün en yoğun olduğu ülkelerden biri de Türkiye'dir... Türkiye'de sık sık duyduğumuz maden kazalarının biricik sorumlusu, maden ocaklarını denetlemeyen, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini hiçe sayan, patronların çarkı dönsün diye yerin altını üstünü işçilere mezar eden Türk sermayesi ve onların temsilcisi Türk devletidir...

Yüreğimiz her iş kazasında olduğu gibi işçiler için çarpıyor... Amasra'daki maden kazasında da yüreğimiz Türkiye işçi sınıfıyla birlikte çarpıyor. 

Maden kazaları kader değildir... Bunlar sermaye tarafından işlenen toplu cinayetlerdir... Bu cinayetlere teknoloji sayesinde son vermek mümkündür. Ama bu cinayetlere son vermenin biricik yolu, teknolojiyi kullanmayı reddeden, toplumsal gelişimin önünü kesen burjuvaziyi alaşağı etmekten geçer! 


18 Ekim 2022, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar