Silahlanan Kıbrıs ve Barış

ABD’nin 1987 yılında Kıbrıs'a neden silah ambargosu uyguladığını anlayabilmiş değilim...

Neden uygulamış bu ambargoyu?... Güya Kıbrıs'ta barış sağlanmasına katkıda bulunmak için!

Sanki 1971’de, Lizbon'daki NATO toplantısında Kıbrıs'ta darbe ve müdahale yoluyla adayı Yunanistan, Türkiye ve İngiltere arasında paylaştırma kararı alan Kıbrıs Cumhuriyeti'ydi de, ambargo koyunca barışa yönelecekti!

Bizim çocukluğumuzda bu politikalara “kandır çocuğu taksim istesin” denirdi...

ABD Kıbrıs Cumhuriyeti'ne uyguladığı silah ambargosunu 2 yıl önce "kısmen" kaldırmıştı. Şimdi tamamen kaldırmış! Büyük lütuf... Peki 1987’den bu yana geçen sürede Kıbrıs'ta barış sağlandı mı? Hayır... Tam tersine, de facto durum, statüko daha da güçlendi...

O halde; bayram değil, seyran değil, ABD bizi niye öptü?...

Belli ki Kıbrıs'ın güneyini yöneten iş birlikçilerden çok memnun... Anastasiades ve ekibi, Sam Amca'nın tüm talimatlarını yerine getiriyorlar... O yüzden de ödülü hak ettiler!

Ama ne ödül! Küçücük Kıbrıs'ı daha da silahlandırarak, hem Türkiye'nin hem de Rusya'nın önüne yem olarak atıyorlar!

Kıbrıs'a hem silah satacaklar, hem ordusunu eğitecekler! Bunun mutlaka bir bedeli olmalı Kıbrıs için... Amaç belli: Kıbrıs'ın güneyini yem olarak büyük güçlerin karşısına sürmek... Özellikle de Rusya ile geleneksel olarak iyi ilişkiler içinde bulunan Kıbrıs'ın arasını açmak!

Güney'in silahlanması,
Kuzey Kıbrıs'ta Türkiye'ye karşı bir hareket olarak algılandı. Ben o kanaatte değilim... Türkiye yakında Yunanistan'la olduğu gibi Kıbrıs'la da NATO içinde müttefik olursa şaşmayın. Nasıl olsa Kıbrıs'ın ordusu da tüm NATO kuvvetleri gibi ABD tarafından eğitilecek. ABD bu konuda resmi açıklama bile yaptı.

Diyeceksiniz ki Kıbrıs'ın eti ne budu ne ki ABD Rusya'ya karşı Kıbrıs'ı silahlandırsın?

Haklısınız... Ama şunu gözden kaçırmamalıyız. Savaş sanayii, emperyalist süper karların en önemli ana kaynaklarından biridir... Savaşın kendisi de, emperyalist burjuvazinin iktidarını ve sınıfsal olarak varlığını koruyup sürdürebilmesinin temel yöntemi haline gelmiştir. Muhtemel işçi devrimlerinden korkan emperyalist burjuvazi, işçi sınıfını baskı altında tutmak ve sınıf mücadelesinden koparmak için, savaş çıkarmaktan başka çare düşünemiyor... Hem de sonuçlarının ne olacağını bile kestiremeyecegi maceraları göze alarak savaşlar çıkarıyor. İşte bunun son örneği de Ukrayna ile Rusya arasındaki savaştır!

Yakın gelecekte dünyamız daha bir çok savaşlara gebedir... Savaş potansiyeli şimdilik NATO bloğu ile Çin-Rusya bloğu arasında gibi görünse de, NATO ülkelerinin kendi içlerinde bile savaşlar mümkündür. Çünkü emperyalist kapitalist düzenin varlığını sürdürmek için başka çaresi kalmamıştır!

Bu durum karşısında, dünya halklarının barış için mücadeleyi öne çıkarması şart olmuştur. Barış mücadelesi, günümüzde işçi sınıfı ve emekçi halkların en önemli davalarından biri haline gelmiştir...

 

11 Ekim 2022, Avrupa gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar