Bilgisayarlar ve Demokrasi

Bilgisayarlar işçilerin, ama sadece işçilerin, her çeşit makineyi insanlığın hizmetinde bir köleye dönüştürmesini mümkün kılan evrensel kontrol araçlarıdır. Başka bir deyişle, bu sayede üretimde “tam otomasyon” garantilenmiştir.

Dolayısıyla:

1. İşçiler tamamen entegre, sürekli ve otomatik, yani bilgisayar kontrollü bir üretim, taşıma ve dağıtım sistemi kurabilirler. Böylece herkes için bolluğu sağlayabilirler.

Bu da işçilerin aynı şekilde bir iletişim ağı kurabileceği anlamına gelir...

Bu bilgisayar ağı tüm kültür, spor ve eğitim kurumlarına, tüm araştırma-geliştirme kurumlarına ve kütüphanelere, tüm hastane ve diğer sağlık kurumların, tüm hükümet kurumlarına, tüm askeri ve sivil savunma kurumlarına, tüm toplum merkezlerine, her eve ve her bireye bağlanacaktır... Bu ağ insan faaliyeti olan her yere ulaşacaktır.

Bu bilgisayar ağı tüm faaliyetlerimiz hakkında anında ve sürekli bilgi toplayacak ve bu bilgiye herkesin ulaşmasını mümkün kılacaktır.

2. İşçiler yukarıda belirtilen bilgisayar ağını kullanarak doğrudan demokrasiyle yönetilen bir hükümet sistemi kurabilirler. Herkes her şeyi bilecek ve her kararın alınmasına katılacaktır.

3. Yukarıdaki planın uygulanabilmesi için, üretim araçlarının ortak mülkiyeti dışında her şey hazırdır. Ortak mülkiyet olmadan bu planı uygulamak imkansızdır.

Her şeyin bir sınırı vardır. Bilgisayarlı üretim de kapitalist üretim tarzının sınırıdır. Bilgisayarlı üretim kapitalist mülk sahipliğiyle hiçbir şekilde uyuşamaz. Bu nedenledir ki, kapitalist mülk sahipliği sürdükçe felaketler bizi bekliyor. İşsizlik, savaş ve açlıklar, uzun yıllar sürecek eza ve cefa ile yüz yüzeyiz. Barbarlıkla yüz yüzeyiz. Eğer kapitalist mülkiyete son verip ortak mülkiyeti oluşturamazsak, bu kötülüklerden hiç kimse ve hiçbir ulus kaçınamayacaktır. Bugün yasamakta oldugumuz virüs salgını ve ona bağlı felaketler de tam tamına özel mülkiyete ve kara dayalı bu kapitalist düzenin doğrudan sonuclarıdır. Kapitalizm isciler ve emekçiler için açlık, sefalet, barbarlık ve ölüm demektir. Bu nedenle, işçiler her bir kapital parçasını kendi ortak mülkiyetlerine dönüştürmeli ve böylece yukarıdaki planı uygulama imkanına kavuşmalıdır.

Bir toplumda mülkiyet sahipliğinde herhangi bir değişiklik siyasi mücadele vermeden mümkün değildir. Siyasi mücadelenin araçları siyasi partilerdir. O halde işçiler yukarıdaki planı uygulayacak bir parti yaratmak ve onu inşa etmek zorundadırlar. Bu parti kendi bilgisayar ağını kurmalı ve yapmayı üstlendiği şeyi uygulamalıdır: Parti içinde doğrudan demokrasi. Bu parti, doğrudan demokrasinin kapitalistlerin sonu demek olduğunu unutmamalıdır. Kapitalistler işçilerin doğrudan demokrasiyi uygulamasını önlemek için her şeyi yapacaktır.

TÜM ÜLKELERİN İŞÇİLERİ, BİRLEŞİN!


9 Mayıs 2020, Afrika gazetesi


Yorumlar

Popüler Yayınlar