Pandeminin Ertesi Günü ve Kıbrıs Sorunu
AKEL ve "kardeş" partileri ortak açıklama yaparak “Pandeminin Ertesi Günü için İş Birliği” çağrısında bulundular!
Yapılan açıklamada;
“Ortak vatanımızda iki toplumun ortak zorluklarının aşılması için tek yol iş birliğidir. Gerek koronavirüs pandemisi sürecinde, gerekse Kıbrıs’ta barışın inşası sürecindeki olası gelişmelerde, her iki lideri de bu ruhla hareket etmeye çağırıyoruz.”
“Geçiş noktalarının yeniden açılması konusunda, koruyucu sağlık kontrolleri ve mümkün olan en yakın tarihin belirlenmesi için ortak karar üretilmesine yönelik işbirliğine olan gereksinim özel bir önem arz etmektedir. İki tarafta da kısıtlayıcı önlemlerin aşamalı olarak kaldırılması(nı öneriyoruz)..."
"Bilim insanlarının ve özellikle İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi’nin tavsiyelerinden yararlanarak, mümkün olan en kısa sürede güvenli geçişleri sağlayacak süreç üzerinde bir anlaşmaya varılmalıdır. Ada genelinde koronavirüsün yayılma olasılığına karşı ortak çabaların güçlendirilmesi(ni öneriyoruz)…”
Doğrusu ben buna dostlar alışverişte görsün derim! Aslında bu çağrının pandeminin ertesi günü için değil, öncesi için yapılması gerekirdi. Nedense burjuva demokrat sol hep gündemin gerisinden gidiyor.
Kıbrıs Sosyalist Partisi daha salgının başında iki tarafın ortak bir kriz masası oluşturarak bu krizi birlikte yönetmesini önerdi. Bugüne kadar da bu çağrısını diğer önerileriyle birlikte tekrarladı!
Kıbrıs'ın bütününde koronavirus pandemisinin en etkin şekilde yönetilmesinin biricik yolu buydu... İki tarafta da yöneticiler bu konuda yapılan öneri ve çağrılara kulak asmadı. Her iki taraftaki muhalefet partileri de ortak kriz masası önerimizi ciddiye almadı.
Şimdi her iki tarafın da açılmaya başladığı, ama birbirlerine karşılıklı geçiş kapılarını bir türlü açamadıkları veya açmadıkları bir ortamda, AKEL’den ve kardeş örgütlerinden gelen çağrıya bakın: Ortak zorlukların aşılması için tek yol iş birliğidir!
E günaydın! Siz iş birliği çağrılarını hep gocagarının pekiyi sürgülemesinden sonra yaparsanız bunun ne anlamı kalır?
Ortak bir kriz masası olsaydı, şimdiye ortak alınacak kararlar ışığında geçiş kapıları hiç sorunsuz açılabilirdi. Binlerce işçi ve sivil vatandaş mağdur olmazdı.
Bu kadarcığını bile başaramayan iki toplum liderliğine;
“Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne yönelik sonuç odaklı müzakerelerin yeniden başlaması hedefi doğrultusunda, iki taraf arasında samimi diyaloğun devam etmesi inancıyla" ve
“BM’in ilgili kararları ve parametreleri temelinde, siyasi eşitliğe dayalı, iki bölgeli ve iki toplumlu federal çözüm için bir stratejik siyasi anlaşmaya ulaşma çağrısı" yapmayı da ihmal etmemişler!
Burjuva çerçevede "çözüm" arama stratejisi içinde, kendilerini sol, sosyalist, hatta komünist olarak tanımlayan parti ve örgütlerin, ister istemez "karşı unsuru" uzlaşmaz/barış karşıtı ilan etmesi kaçınılmazdır. Çünkü bu burjuva çerçeve, Kıbrıs sorunu diye bilinen sorunu, gerçek kaynağı olan emperyalizmden uzaklaştırarak, "uluslararası sorun" palavrasına endeksleyip içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Tüm tarafları, bu soruna çözüm aramak yerine, tersine bu kaynağa, yani emperyalizme ve en güçlüleri ABD ve İngiltere emperyalistlerine sırtını dayama, desteklerini elde etme yoluna sokmuştur. Yani onlar açısından amaç sorunu çözmekten çok, güçlüye yaslanarak ve çözer gibi yaparak üstünlük elde etme, kendi lehine şartları dayatma ve konjektürü yakaladıkları anda da, tıpkı 1974'teki gibi politikalarını empoze etme yarışına dönüşmüştür.
Bunun adına da "görüşme yoluyla Kıbrıs sorununu çözme" denmiştir.
Bu burjuva çerçeve reddedilmeden, anti-emperyalist bir çözüm planı ve mücadelesi etrafında birleşmeden, Kıbrıs sorununu çözmek mümkün olmayacaktır...
Yapılan açıklamada;
“Ortak vatanımızda iki toplumun ortak zorluklarının aşılması için tek yol iş birliğidir. Gerek koronavirüs pandemisi sürecinde, gerekse Kıbrıs’ta barışın inşası sürecindeki olası gelişmelerde, her iki lideri de bu ruhla hareket etmeye çağırıyoruz.”
“Geçiş noktalarının yeniden açılması konusunda, koruyucu sağlık kontrolleri ve mümkün olan en yakın tarihin belirlenmesi için ortak karar üretilmesine yönelik işbirliğine olan gereksinim özel bir önem arz etmektedir. İki tarafta da kısıtlayıcı önlemlerin aşamalı olarak kaldırılması(nı öneriyoruz)..."
"Bilim insanlarının ve özellikle İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi’nin tavsiyelerinden yararlanarak, mümkün olan en kısa sürede güvenli geçişleri sağlayacak süreç üzerinde bir anlaşmaya varılmalıdır. Ada genelinde koronavirüsün yayılma olasılığına karşı ortak çabaların güçlendirilmesi(ni öneriyoruz)…”
Doğrusu ben buna dostlar alışverişte görsün derim! Aslında bu çağrının pandeminin ertesi günü için değil, öncesi için yapılması gerekirdi. Nedense burjuva demokrat sol hep gündemin gerisinden gidiyor.
Kıbrıs Sosyalist Partisi daha salgının başında iki tarafın ortak bir kriz masası oluşturarak bu krizi birlikte yönetmesini önerdi. Bugüne kadar da bu çağrısını diğer önerileriyle birlikte tekrarladı!
Kıbrıs'ın bütününde koronavirus pandemisinin en etkin şekilde yönetilmesinin biricik yolu buydu... İki tarafta da yöneticiler bu konuda yapılan öneri ve çağrılara kulak asmadı. Her iki taraftaki muhalefet partileri de ortak kriz masası önerimizi ciddiye almadı.
Şimdi her iki tarafın da açılmaya başladığı, ama birbirlerine karşılıklı geçiş kapılarını bir türlü açamadıkları veya açmadıkları bir ortamda, AKEL’den ve kardeş örgütlerinden gelen çağrıya bakın: Ortak zorlukların aşılması için tek yol iş birliğidir!
E günaydın! Siz iş birliği çağrılarını hep gocagarının pekiyi sürgülemesinden sonra yaparsanız bunun ne anlamı kalır?
Ortak bir kriz masası olsaydı, şimdiye ortak alınacak kararlar ışığında geçiş kapıları hiç sorunsuz açılabilirdi. Binlerce işçi ve sivil vatandaş mağdur olmazdı.
Bu kadarcığını bile başaramayan iki toplum liderliğine;
“Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne yönelik sonuç odaklı müzakerelerin yeniden başlaması hedefi doğrultusunda, iki taraf arasında samimi diyaloğun devam etmesi inancıyla" ve
“BM’in ilgili kararları ve parametreleri temelinde, siyasi eşitliğe dayalı, iki bölgeli ve iki toplumlu federal çözüm için bir stratejik siyasi anlaşmaya ulaşma çağrısı" yapmayı da ihmal etmemişler!
Burjuva çerçevede "çözüm" arama stratejisi içinde, kendilerini sol, sosyalist, hatta komünist olarak tanımlayan parti ve örgütlerin, ister istemez "karşı unsuru" uzlaşmaz/barış karşıtı ilan etmesi kaçınılmazdır. Çünkü bu burjuva çerçeve, Kıbrıs sorunu diye bilinen sorunu, gerçek kaynağı olan emperyalizmden uzaklaştırarak, "uluslararası sorun" palavrasına endeksleyip içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Tüm tarafları, bu soruna çözüm aramak yerine, tersine bu kaynağa, yani emperyalizme ve en güçlüleri ABD ve İngiltere emperyalistlerine sırtını dayama, desteklerini elde etme yoluna sokmuştur. Yani onlar açısından amaç sorunu çözmekten çok, güçlüye yaslanarak ve çözer gibi yaparak üstünlük elde etme, kendi lehine şartları dayatma ve konjektürü yakaladıkları anda da, tıpkı 1974'teki gibi politikalarını empoze etme yarışına dönüşmüştür.
Bunun adına da "görüşme yoluyla Kıbrıs sorununu çözme" denmiştir.
Bu burjuva çerçeve reddedilmeden, anti-emperyalist bir çözüm planı ve mücadelesi etrafında birleşmeden, Kıbrıs sorununu çözmek mümkün olmayacaktır...
16 Haziran 2020, Afrika gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder