Tatar-Özersay Hükümeti Derhal İstifa Etmelidir!

KKTC hükümetinin açıkladığı önlemler paketi krizin yükünü emekçilerin omuzlarına yıkmaktadır. Yıllık karları milyarların üzerinde olan bankalar, gazinolar, gece kulüpleri, bet ofisleri, GSM operatörleri ve büyük kurumsal şirketler dururken, ekonomik krize karşı önlem paketi diye kamuda görevli çalışanlarımızın maaşlarından kesinti yapılması kabul edilemez.

Özel sektörde çalışan ve sokağa çıkma yasağı dolayısıyla işine gidemeyen işçilere aylık 1,500 TL yardım gülünçtür! Üçüncü ülke kökenli işçileri açlığa terketmek ırkçılıktır, insanlık ayıbıdır.

Herkes salgından korunmak için evinde otururken, kentlerimizin ve mahallelerimizin temizlik ve bakımı için fedakarca çalısan belediye temizlik işçilerinin hizmetlerini "elzem" hizmet kapsamında saymamak, ve belediyelerin aldığı devlet katkısını bu salgın hastalık koşullarında artırmak yerine yüzde 25 azaltmak insafsızlıktır, iş bilmezliktir!

Küçük esnaf iflasın eşiğine itilirken büyük sermaye kuruluşlarına yüzde 10’luk vergi indirimleri sağlayan, bankaların halkın ertelenen borçlarına faiz uygulamasını engellemeyen bu hükümet halk düşmanıdır.

Tatar-Özersay hükümeti insanlığa karşı suç işlemektedir, DERHAL İSTİFA ETMELİDİR!

Unutulmaması gereken çok önemli bir gerçek vardır. Bugün Kıbrıs Türk toplumu olarak içine düşürüldüğümüz bu çıkmazın sorumlusu, ülkemizi işgal altında tutan Türkiye Cumhuriyeti ve iş birlikçisi KKTC burjuvaları ve yöneticileridir. Kıbrıs’ın kuzeyindeki nüfusun büyük çoğunluğu da Türkiye’nin vatandaşlarıdır. Dolayısıyla ülkemizde yaşanacak her felaketin sorumlusu TC devletidir. Kıbrıs’ın kuzey bölgesinde yaşayan halkın sağlığını ve yaşamını korumak ve bu krizden kaynaklanan tüm mali ve tıbbi ihtiyacları karşılamak Türkiye’nin sorumluluğundadır.

KKTC rejimi çökmüştür. Ancak bu ülke ve bu halk sahipsiz değildir. Yönetim, emekçi halk kitlelerinin hem sağlığını hem de yaşam koşullarını koruyacak her köyde, her kasabada, her mahallede, çalışan kesimlerin, aydınların, öğretmenlerin oluşturacağı demokratik halk komitelerine devredilmelidir.

Kıbrıs Sosyalist Partisi olarak krizin başından beri bu zor dönemi güneyle birlikte yönetecek bir Ortak Kriz Masası’nın oluşturulmasını talep ettik. Ama ne hükümet ne de KKTC Cumhurbaşkanlığı bu uyarımızı dikkate almadı. Her biri ayrı komiteler kurarak laf üretti ama iş üretemedi.

Kapımızı çalan salgın tehdidi karşısında bugüne kadar alınan önlemler etkili bir şekilde hayata gecirilemiyor. Karantina uygulamaları yetersiz ve denetimsiz. Hastalık işareti gösterenlere etkin bir test uygulaması yapılamıyor. Sokağa çıkma yasağı doğru dürüst denetlenemiyor. Hastanelerimiz yetersiz.

Salgının yaygınlaşması halinde doktorlarımızın hangimizi ölüme terketmeyi tercih etmek zorunda kalmalarını istemiyorsak, salgının önünü kesmek için acil önlemler almaya ihtiyacımız vardır.

Bu kritik süreci doğru yönetmek için;

1. DERHAL BİR ORTAK KRİZ MASASI OLUŞTURULMALIDIR.

2. Hastalık göstergeleri bulunanlara etkili bir test ve izolasyon uygulanmalıdır.

3. Sokağa çıkma yasağı etkin bir şekilde denetlenmelidir.

4. Tüm yurt, otel binaları, özel hastane ve klinikler her an kamu yönetimine alınabilecek şekilde gerekli önlemler alınmalıdır. Halen kullanılmakta olanlara hicbir ödeme yapılmamalıdır.

5. İş kaybına uğrayacak olan işçi ve emekçilerle küçük esnafın kaybını tazmin edecek mali kaynak sağlanmalıdr. Bu kaynaklar; bankaların faiz gelirleri, tüm örtülü ödenekler, izaz ikram fonları, yabancı ülkelerdeki KKTC temsilciliklerinde kadro daraltılarak bütçelerinin kısıtlanması, özel sektörün, büyük ve kurumsal şirketlerin karlarının en az yüzde ellisine el konulması, bu şirketlere yönelik teşviklerin kriz fonuna aktarılması, Vakıflar İdaresi'nden kaynak aktarılması, savunma bütcesinin kriz için kullanılması gibi önlemlerle sağlanabilir.

6. İşini kaybeden tüm işçilere, sigortalı olsun olmasın ve kökeni ne olursa olsun, nereden geldiğine bakılmaksızın, sokağa çıkma yasağı sürdüğü süre boyunca asgari ücret ödenmelidir.

7. Güney Kıbrıs’ta sigortasız çalışan ve sokağa çıkma yasağı ve karantina uygulamaları nedeniyle işine gidemeyen işçilerimize kapılar derhal açılmalı, bunun yapılmamaması durumunda bu işçilere kriz dönemi boyunca her ay asgari ücret ödenmelidir.

8. Ülkemizde öğrenci olarak bulunan üçüncü ülke vatandaşlarına sokağa çıkma yasağı boyunca en az asgari ücretin yarısı kadar harçlık ödenmelidir.

9. İş yerleri çalışmaz hale gelen küçük esnafa kriz süresince asgari ücret ödenmelidir.

10. Tüm vatandaşların banka borçları 6 ay faizsiz ötelenmelidir.

11. Kriz süresi boyunca tüm konut ve iş yeri kiraları iptal edilmeli, mülk sahiplerinin bu dönem boyunca kiracılardan kira alması yasaklanmalıdır.

12. Hiçbir kamu görevlisi ve emeklinin maaşından kesinti yapılmamalıdır.

Bunlar gerçekleştirilebilir önlemlerdir. Ama emekçi halkı değil de sermayenin çıkarlarını korumak isteyen hükümetler bu önlemleri alamaz. Bu nedenle Tatar-Özersay hükümeti derhal istfa etmelidir!

Kıbrıs Sosyalist Partisi
Merkez Komitesi
26.03.2020

27 Mart 2020, Afrika gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar