Koronanın Faydaları
Korona her şeyi mahvetti, hayatı durdurdu deyip duruyoruz. Tabii bu gezegendeki hayat insan denilen canlı varlık ile sınırlandırılırsa bir anlamda doğru. Evet, Korona virüsü insan yaşamını ve ekonomisini alt üst etti. Doğanın tehdit altında oluşu biz insanların faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Doğal dengeyi rahatsız ettiğimiz ölçüde biz de o kadar rahatsız olacağız. Böyle giderse daha nice virüs ve parazitlerle karşılaşacağız, cok diyetler ödeyeceğiz. Onlarca yıldır doğanın ikazlarına kulak asmayan kapitalist emperyalist sistem ve onun şekillendirdiği burjuvazi, doğayı kendi amaçları için talan etmekte sınır tanımıyor. Doğa talanı sürdüğü oranda diğer canlıların yaşam alanları da daralmaktadır.
İnsanlar bu süreçte evlerine kapanırken doğa ise nefes aldı, kendini yenileme fırsatı buldu. Doğa açısından çok önemli gelişmelere de tanık olduk.
Havaalanlarında park edilen uçakların fosil yakıt kullanımı neredeyse sıfırlandı. Fosil yakıtın en fazla kullanıldığı alanda, otomobil kullanımı ¼’e inince, zorunlu üretim dışında fabrikalar durup şalterler inince, aşırı üretimin aşırısı gündem dışı kalınca durum değişti. İnsanın sebep olduğu karbon dioksit salınımı bir anda beklenmedik düzeylere indi. Kara, deniz ve hava trafiğinin azalması, küresel karbon ve azot dioksit emisyonunu azalttı. Canlılar daha temiz hava solur oldu.
İstanbul Boğazı'nda kirlilik ve yoğun trafik nedeniyle yunusları görmeyeli onlarca yıl olmuştu. Şimdi yunuslar insan faaliyetlerinin durmasını fırsat bilerek boğazda hoplayıp zıplamaya başladı. İstanbul’da ve Türkiye genelinde hava kirliliği %30 azaldı. Çanakkale’den Uludağ görünmeye başladı.
Venedik’te tekne trafiği sıfırlanınca kanallar temizlendi. Deniz canlıları kanallara geri dönmeye başladı. Suyun derinlerindeki balıklar görüldü. NASA bu süreçte yayınladığı birçok uydu fotoğrafında Avrupa ve Çin’de hava kirliliğinin azaldığının izlenebildiğini ileri sürmektedir. Dünyada en fazla hava kirliliğine neden olan ülkelerin başında gelen Çin’de zehirli gaz azot dioksit emisyonu yüzde 25 azaldı denilmektedir. Max Planck Meteoroloji Enstitüsü, Çin'deki 1.600 ölçüm istasyonundan gelen verileri değerlendirince, atmosferdeki partikül maddenin yüzde 25, azot dioksitin neredeyse yüzde 50 azalacağını söyledi. Ozon değerlerinin iki katına çıktığının gözlendiği ileri sürülmektedir. Dünyayı kirletenlerin öncüsü ABD’nin New York eyaletinde geçen yıla göre karbon monoksit emisyonlarında yüzde 50 azalma meydana geldiği söylenmektedir. İnsanların terk ettiği alanlara yaban hayvanlarının gelmeye başladığı gözlenmektedir. Şili’nin başkenti Santiago’da bir puma, Japonya’da boş metroda geyik, otobanlarda akbabaların dolaşmaya başladığı görüldü.
Turistik seyahatler durunca, Tayland kıyılarında nadir deniz canlıları görüldü. Balıkların üremesinde gözle görülür artış kaydedildi. Peru başkenti Lima‘daki çamurlu, kirli Rimak nehri temiz akmaya ve kıyılarında bitki örtüsü canlanmaya başladı.
Kısacası doğa kendi hâline bırakılınca kendini yenilemeye başladı bile...
Havaalanlarında park edilen uçakların fosil yakıt kullanımı neredeyse sıfırlandı. Fosil yakıtın en fazla kullanıldığı alanda, otomobil kullanımı ¼’e inince, zorunlu üretim dışında fabrikalar durup şalterler inince, aşırı üretimin aşırısı gündem dışı kalınca durum değişti. İnsanın sebep olduğu karbon dioksit salınımı bir anda beklenmedik düzeylere indi. Kara, deniz ve hava trafiğinin azalması, küresel karbon ve azot dioksit emisyonunu azalttı. Canlılar daha temiz hava solur oldu.
İstanbul Boğazı'nda kirlilik ve yoğun trafik nedeniyle yunusları görmeyeli onlarca yıl olmuştu. Şimdi yunuslar insan faaliyetlerinin durmasını fırsat bilerek boğazda hoplayıp zıplamaya başladı. İstanbul’da ve Türkiye genelinde hava kirliliği %30 azaldı. Çanakkale’den Uludağ görünmeye başladı.
Venedik’te tekne trafiği sıfırlanınca kanallar temizlendi. Deniz canlıları kanallara geri dönmeye başladı. Suyun derinlerindeki balıklar görüldü. NASA bu süreçte yayınladığı birçok uydu fotoğrafında Avrupa ve Çin’de hava kirliliğinin azaldığının izlenebildiğini ileri sürmektedir. Dünyada en fazla hava kirliliğine neden olan ülkelerin başında gelen Çin’de zehirli gaz azot dioksit emisyonu yüzde 25 azaldı denilmektedir. Max Planck Meteoroloji Enstitüsü, Çin'deki 1.600 ölçüm istasyonundan gelen verileri değerlendirince, atmosferdeki partikül maddenin yüzde 25, azot dioksitin neredeyse yüzde 50 azalacağını söyledi. Ozon değerlerinin iki katına çıktığının gözlendiği ileri sürülmektedir. Dünyayı kirletenlerin öncüsü ABD’nin New York eyaletinde geçen yıla göre karbon monoksit emisyonlarında yüzde 50 azalma meydana geldiği söylenmektedir. İnsanların terk ettiği alanlara yaban hayvanlarının gelmeye başladığı gözlenmektedir. Şili’nin başkenti Santiago’da bir puma, Japonya’da boş metroda geyik, otobanlarda akbabaların dolaşmaya başladığı görüldü.
Turistik seyahatler durunca, Tayland kıyılarında nadir deniz canlıları görüldü. Balıkların üremesinde gözle görülür artış kaydedildi. Peru başkenti Lima‘daki çamurlu, kirli Rimak nehri temiz akmaya ve kıyılarında bitki örtüsü canlanmaya başladı.
Kısacası doğa kendi hâline bırakılınca kendini yenilemeye başladı bile...
Görünen o ki, insan doğa ile olan ilişkisini gözden geçirmek zorundadır. Bu gezegende insan sadece doğa ile uyum içinde, onun kurallarına uyarak hayatta kalabilir. Ama barbarlıkla yoğrulmuş kapitalist sistem bu yasananlardan ders çıkarmayacaktır. Bu iş kapitalist sistemle asla olmaz...
ÇARE SOSYALİZM’dedir!
(Bu yazı Yeni Dünya İçin Çağrı dergisinden özetlenmiştir.)
23 Mayıs 2020, Afrika gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder