Özel Sektörde Sendikalaşma ve Asgari Ücret
Bir önceki hükümet döneminde, yani CTP liderliğindeki dörtlü koalisyon döneminde özel sektörde çalışan KKTC vatandaşı işçilere yönelik bir maddi katkı tüzüğü üzerinde çalışılıyordu. UBP-HP hükümeti bu tüzüğü rafa kaldırmış görünüyor.
Gönül arzu ederdi ki, bunca "dürüst siyaset" vaazından sonra HP kanadı özel sektörde çalışan emekçilere yönelik bu tüzüğü daha da geliştirerek hayata geçirsin!
Değerlendirmelerimize göre, bu tüzükle öngörülen katkı, özünde İşçilere değil patronlara gidecek bir katkıdır. Bu tüzük;
1. Aynı iş yerinde çalışan ve aynı işi yapan işçiler arasında KKTC’li olan ve olmayan ayrımı yaparak,
a) İşçileri etnik ayrıma tabi tutuyor,
b) Eşit işe eşit ücret ilkesini çiğniyor.
2. Bu katkıyı alabilmek için, toplu sözleşme ve sendikalaşmayı, işletmelere bir ön şart olarak koşuyor. Fakat patronları iş yerlerinde sendikalaşma ve toplu sözleşme yapmaya zorlayacak hiçbir önlem öngörmüyor.
3. İş yerlerinde sendikalaşma ve toplu sözleşme talep edecek olan işçilerin patron kıyımına karşı korunabilmesi için de herhangi bir önlem içermiyor.
Bana göre, hükümet gerçekten özel sektörde maaş ve ücretlerin iyileştirilmesini ve sendikalaşmayı teşvik etmek niyetindeyse şu tedbirleri almalıdır:
1. Özel sektörde iş yeri bazında değil sektörel bazda sendikalaşma sağlanmalıdır.
2. Yurt dışından gelecek işçilere çalışma izni verebilmek için onların sendikalara kaydolması yasal bir önşart haline getirilmelidir.
3. İşçilerin maaşlarına katkı yapmak yerine asgari ücreti öngörülen katkı kadar artırmalı.
Görünen o ki, bu maddi katkı tüzüğünü hazırlayan zamanın çalışma bakanı Sn. Çeler ve hükümet eden dörtlü koalisyon işçilerin örgütlülüğünü artırmak ve yaşam koşullarını iyileştirmek konusunda samimi değillerdi.
Bugünkü UBP-HP hükümeti ise konuyu hasır altı etmiş durumda.
Şu sıralarda yeni asgari ücret konuşulmakta!... Her zamanki gibi dağın fare doğuracağından hiç şüphem yok. 1976 yılından beri süregelen devalüasyonların yol açtığı alım gücü kayıplarını tazmin etmekten uzak asgari ücretlerle, halkımız uluslararası alanda belirlenmiş yoksulluk ve açlık sınırlarının altında yaşamaya mahkum edilmiştir.
Devlet kendi alacağı harç ve vergileri dövize endeksli rakamlar üzerinden belirlerken, emekçilerin maaş ve ücretlerini sürekli değer kaybından mustarip Türk lirası üzerinden ödemektedir. Bu nedenle bizde tüp gazın fiyatı Güney Kıbrıs'tan pahalı. Ama asgari ücret Güney Kıbrıs'ta 850 Euro (yaklaşık 5500 TL) civarındayken, bizde 2800 TL! Yani neredeyse güneydekinin yarısı! Bu apaçık bir emek soygunudur.
3. İşçilerin maaşlarına katkı yapmak yerine asgari ücreti öngörülen katkı kadar artırmalı.
Görünen o ki, bu maddi katkı tüzüğünü hazırlayan zamanın çalışma bakanı Sn. Çeler ve hükümet eden dörtlü koalisyon işçilerin örgütlülüğünü artırmak ve yaşam koşullarını iyileştirmek konusunda samimi değillerdi.
Bugünkü UBP-HP hükümeti ise konuyu hasır altı etmiş durumda.
Şu sıralarda yeni asgari ücret konuşulmakta!... Her zamanki gibi dağın fare doğuracağından hiç şüphem yok. 1976 yılından beri süregelen devalüasyonların yol açtığı alım gücü kayıplarını tazmin etmekten uzak asgari ücretlerle, halkımız uluslararası alanda belirlenmiş yoksulluk ve açlık sınırlarının altında yaşamaya mahkum edilmiştir.
Devlet kendi alacağı harç ve vergileri dövize endeksli rakamlar üzerinden belirlerken, emekçilerin maaş ve ücretlerini sürekli değer kaybından mustarip Türk lirası üzerinden ödemektedir. Bu nedenle bizde tüp gazın fiyatı Güney Kıbrıs'tan pahalı. Ama asgari ücret Güney Kıbrıs'ta 850 Euro (yaklaşık 5500 TL) civarındayken, bizde 2800 TL! Yani neredeyse güneydekinin yarısı! Bu apaçık bir emek soygunudur.
Bu maddi yardım tüzüğü, işçi ve emekçilerin yaşam koşullarını iyileştirmekten uzak, patronlara katkı sağlamayı hedefleyen bir tüzüktür. Anayasal bir hak olan sendikalaşma hakkının özel sektör çalışanları için derhal sağlanmasını ve asgari ücretin de en az 5000 TL'ye çıkarılmasını talep ediyoruz. Pazarlık masasına oturacak olan sendikacılardan da, işçilerin çıkarlarını korumak için, asgari ücret insanca yaşamamıza olanak verecek bir düzeye getirilene kadar direnmelerini, mücadele etmelerini bekliyoruz.
28 Ocak 2020, Afrika gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder