İşte Gerçek Mücadele Ruhu! - Doğru Siyaset

Arkalarında ne parti ne de sendika desteği olmamasına rağmen, gençlerin 15 Ocak 2020 tarihinde gerçekleştirdği eylem müthiş bir ses getirdi. Bugüne kadar birçok partinin katılım sağlamak için konserler düzenlediği mitinglerden çok daha fazla bir kalabalık topladı.

Gençlerin bu haklı isyanına, meclis dışında bulunan Kıbrıs Sosyalist Partisi, Bağımsızlık Yolu, Yeni Kıbrıs Partisi gibi partilerden destek geldi. Ama meclisteki partilerden ve özellikle "sol" geçinenlerden tıs çıkmadı. Aynı şekilde sendikalardan da, birkaçı hariç, ses çıkmadı.

Her ne kadar biz siyasi değiliz deseler de, gençler siyasal bir eylem yaptı. Bu eylemde beceriksizlikle suçladıkları hükümeti istifaya davet ettiler. Ekonomide kendi kendimize yeterli olabileceğimiz bir yapının mümkün olduğunu örnekler vererek açıkladılar. Türkiye ile ilişkilerin düzeyini eleştirdiler. Türkiye'den bağımsız bir yapılanmanın gereğine vurgu yaptılar.

Kısacası gençler kendi deneyimleriyle, sadece zamlara karşı mücadele ederek işlerin yoluna girmeyeceğini görüyorlar. Daha geniş demokrasi gerektiğinin farkındadırlar. Halkın, emekçilerin kamu yönetimine etkin katılımına olan ihtiyacı farkettiler.

Temsili demokrasi artık işlemiyor. Vekillerimiz diye, temsicilerimiz diye seçtiklerimiz bizlerin değil oligarşinin çıkarlarını, emperyalistlerin çıkarlarını korumakta, karşılığında da kendi ceplerini şişirmektedirler.

Bundan böyle halkın kendi geleceğinde doğrudan söz sahibi olması şarttır.

15 Ocak 2020’yi, kitlelerin kamu yönetiminde etkin olması, yönetime doğrudan müdahale etmesi sürecinin, yani doğrudan demokrasi mücadelesinin ülkemizde somut olarak başladığı gün olarak ilan edebiliriz.

Kokuşmuş burjuva politikacılarını başımızdan def etmenin zamanı gelmiştir. O koltuklar dürüst, gerçek hizmet aşkıyla dolu, demokrat, ilerici ve aydın gençliğimize layıktır!

15 Ocak eyleminin açığa çıkardığı siyasal kriz düzen partilerinin koalisyonu ile çözümlenemez. Halkın siyasete bakışını çok iyi bilmeli ve hesaba katmalıyız. Ama halkın siyasete bakışını mazeret ederek, halkı yanlış siyasetlere terk etmemeliyiz.

Kendiliğinden kabaran halk hareketlerinin iki temel özelliği vardır: Birincisi BİLİNÇSİZLİĞİ, ikincisi de ÖRGÜTSUZLÜĞÜDÜR.

Bu iki özellik de kendiliğinden kitle hareketine DIŞTAN sağlanabilir. Nitekim, hareketin önderleri bunu yapma çabasındadır.

Önümüzde iki siyasi seçeneğimiz var: Biri, ülkemizin bağımsızlığını ve halkımızın egemenliğini (kendi ülkesinin geleceğine karar verme yetkisini) hiçe sayan, burjuva siyaset! Diğeri de sosyalist siyaset... Burjuva siyaset çok çeşitli görünümüne rağmen, sadece sağ partilerde değil, "sol" partilerde de hakimdir.

Bu nedenle, ya biri, ya diğeri; ya burjuva yanlış siyaset, ya da işçi ve emekçilerin, yani halkın yararına olacak doğru siyaset... Bu ikisinin ortası yoktur. Olduğunu iddia edenler, niyetleri bu olmasa da, kendilerini bu "yolsuz" burjuvaların yolsuzluklarrına hizmet eder konumda bulacaktır!

21 Ocak 2020, Afrika gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar