Maraş Açılımı

15 Şubat 2020 tarihinde, 46 yıldan beri Türk ordusu tarafından kapalı tutulan Mağusa’nın Maraş bölgesindeki askeri ordu evinde bir yuvarlak masa toplantısı düzenlendi. Konu, “hukuki, siyasi ve ekonomik yönleri ile Kapalı Maraş açılımı!”

Toplantıyı düzenleyen, Türkiye Barolar Birliği...

Toplantıya TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, KKTC Başbakanı, Başbakan Yardımcısı ve KKTC hükümetine yakın çevreler katıldı. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ve mecliste temsil edilen muhalif partilerle KKTC Barolar Birliği katılmadı.

Kıbrıs'ın kuzeyindeki güdük muhalefet, toplantının özüne ilişkin hiçbir yorumda bulunmazken, sadece KKTC Cumhurbaşkanının ve muhalefet partilerinin neden bu toplantıda bulunmadığını sorguladı. Ama ana noktayı gözden kaçırdı!

Başka bir ülkeden birileri gelmiş ve bize ait bir sorunun nasıl çözümlenmesi gerektiği konusunda kendi çözümlerini dayatmaya çalışıyor. Ama kimseden tıs çıkmıyor!

Güya toplantının amacı “somut bir yol haritası” çizmek! Halbuki geçtiğimiz eylül ayı içerisinde Türkiye’de yapılan “Kıbrıs’ta Son Söz” toplantısında yol haritası çoktan çizilmiş! 20-21 Eylül tarihlerinde yapılan bu toplantıya göre, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın iddialarına göre Kapalı Maraş'taki arazilerin büyük çoğunluğu vakıf arazileriymiş! Böyle oldukları belgeliymiş! İngiliz sömürge yönetimi hukuk dışı olarak bu mülkleri bireylere devretmiş! Maraş hukuki sahiplerine verilerek kullanıma açılacakmış!!!

Maraş’taki yuvarlak masa toplantısında ise aynı Fuat Oktay bir yandan aynı teraneyi sürdürerek, “Vakıf malları satılamaz. Arşiv elimizde, ciddi bir çalışmamız var. Mülkle ilgili iddialar için taşınmaz mal komisyonu var. Burada değerlendirilir, karar verilir. Sabrın da iyi niyetin de bir süresi var” derken, öte yandan da Maraş açılırken “Her bir bireyin hakkının korunması esastır. Çözüm uluslararası hukuka uygun bir şekilde geliştirilecektir” şeklinde birbirine taban tabana zıt görüşler ileri sürmüştür.

Fuat Oktay konuşmasında “Maraş KKTC toprağıdır, 1974’te Türkiye tarafından iyi niyetli olarak yasak bölge ilan edilmiştir” diyerek BM kararlarını da yok saymıştır.

Maraş toplantısındaki diğer konuşmacılardan Özersay, “Maraş'taki mülklerin, eski sahiplerinin haklarına zarar verilmeden açılması amaçlanmıştır” derken, mülklerin eski sahiplerinden ne anladığını belirtmemiştir. 1974 öncesi tapu sahiplerini mi kastetti acaba, yoksa o da eski sahiplerin Vakıflar olduğunu mu ima etti?

Tatar ise “BM Güvenlik konseyi kararlarına ‘çok ters düşmeden’ açılım getirmek” istediklerini söyledi. Ben bu cümleden BM Güvenlik konseyi kararlarına ters düşüleceğini anlarım doğrusu! Ne demek "çok ters düşmemek"? Ters düşmenin azı çoğu mu olur? Ya kararlara uyarsın ya da ters düşersin.

Burada söylenenlerin tutarsızlığını dikkate aldığımız zaman, ortada gerçek bir Maraş açılımı olmadığını anlamak hiç de zor değil. Maraş tam 46 yıldır işgal altındadır, ve işgalci güç, uyduruk senaryolarla hem halkımızı oyalamaya çalışmakta, hem de Maraş’ı gerek Kıbrıs Rum toplumuna, gerekse uluslararası topluluğa karşı bir şantaj ve pazarlık unsuru olarak işgal altında tutmaya devam edeceğinin mesajını vermektedir.

Maraş açılımı toplantısı provokasyondan başka bir şey değildir!

22 Şubat 2020, Afrika gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar