Kapitalizm ve Örgütlü Mücadele

Bugün, dünyada hiçbir çağda görülmemiş bir üretim zenginliği yaşanıyor; teknoloji hiçbir zaman olmadığı boyutlarda gelişmiş durumda. Doğru kullanıldığında dünyada bolluk yaratmak için maddi imkânlar hazır. Fakat zenginliğin paylaşımındaki eşitsizlik her zamankinden daha büyük.

İngiliz yardım kuruluşu Oxfam'ın Ocak 2019 raporuna göre, en zengin 26 kişinin toplam serveti dünya nüfusunun yarısının, 3,8 milyar insanın servetine denk düşüyor. Am|azon’un sahibi Jeff Bezos’un serveti 131 milyar dolar. Ayrıca dünyanın en zenginleri 2018 yılında servetlerini 900 milyar dolar artırdı. Oxfam dünyadaki milyarder sayısının 2008 mali krizinden bu yana iki katına çıktığına dikkat çekiyor. Zengin emperyalist ülkelerle “gelişmekte olan”, “geri kalmış” bağımlı ülkeler arasındaki uçurum, her ülkede de zenginlerle yoksullar arasındaki uçurum büyüdükçe büyüyor.

Dünya nüfusunun beşte biri yoksulluk sınırının altında yaşıyor. BM, savaşlar ve doğal afetler sonucu dünyada 132 milyon kişinin insani yardıma muhtaç olduğunu, 2020'de ise 130 milyondan fazla kişinin yardıma muhtaç olacağını tahmin ediyor.

BM verilerine göre, dünyada her 70 insandan biri, savaş, çevre felaketi veya doğal afetler yüzünden krizle karşı karşıya kalmaktadır. Silahlı çatışmaların sürdüğü Güney Sudan, Yemen, Suriye, Libya ve Afganistan’da insanlar açlık ve yoklukla karşı karşıya. Çocuklar açlıktan, yoksulluktan ölüyor.

Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 23'ünü oluşturan 1,3 milyar insan yoksulluk sınırında bulunuyor. Dünyadaki yoksul nüfusun yarısının 18 yaş altı, üçte birinin ise 10 yaş altı çocuklardan oluşması dikkati çekiyor.

Eğer dünyada herkese yetecek kadar zenginlik üretiliyorsa, fakat buna rağmen bu dünyada yüzbinlerce, milyonlarca insan açlıktan, sağlıklı içecek su yokluğundan, yeterli sağlık hizmeti olmadığından vb. ölüyor veya her gün ölüm tehdidi altında yaşıyorsa, bunun bir adı vardır: Kapitalist barbarlık!

Emperyalizm kendisiyle birlikte bütün dünyayı ve insanlığı barbarlık içinde kaosa, çöküntüye, batışa götürüyor. Bu gidişe dur denmezse dünyanın, insanlığın geleceği karanlıktır.

Barbarlığın alternatifi var: Sosyalizm! Üretimin temeline hep daha fazla kârı değil, çalışan insanların sürekli artan maddi ve manevi ihtiyaçlarını en iyi biçimde karşılamayı koyan sistem... Böyle bir sistemin maddi temeli, tüm üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin kaldırılması, toplumsal mülkiyetin sağlanmasıdır.

İnsanlığın sorunlarına çare sosyalizmdedir. Sosyalizme varmak mümkündür. Yeter ki, işçiler, emekçiler Bolşevik bir devrimle emperyalizmin ve uşaklarının iktidarını yerle bir edip kendi iktidarlarını kursunlar. Yeter ki işçiler, emekçiler kendi iktidarlarını, hem de bizzat işçi sınıfı içinden çıkacak, revizyonist burjuva yolcuların açık ve kapalı saldırılarından koruyabilsinler...

Eğer sosyalizm işçi sınıfı ve emekçi yığınların mücadelesiyle kazanılamazsa, dünyayı bekleyen hep birlikte çöküştür. Bu dünyanın emperyalist barbarlık içinde batmasını istemiyorsak, insanların barış içinde, kardeşçe bir arada yaşayacakları, sömürünün değil, özgür emeğin egemen olduğu bir dünya istiyorsak, mücadele etmeli, örgütlenmeliyiz...

24 Ocak 2020, Afrika gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar