İklim Değişiklikleriyle Mücadele
Günümüz dünyası kapitalist ekonomik düzenden kaynaklanan bir kaos dünyasıdır.
Sorunumuz sadece kaos olsa baş etmemiz kolay olurdu. Ama aynı zamanda dünyamız hem insanlık hem de çevre açısından vahşet içindedir!
Ekonomik faaliyetler doğayla uyumlu bir şekilde ve insanlığın temel ihtiyaçlarını karşılama esasına göre yürütülmüyor.
Her şey azami karlılık esasına göre düzenleniyor. Bu da maliyetlerin en düşük düzeyde tutulmasını öngörüyor. Doğanın tahrip edilmesi pahasına bile olsa maliyetlerin minimum düzeyde olması kapitalistin ana hedefidir.
Üretim esnasında ortaya çıkan zehirli gazlar doğaya salınıyor. Kapitalist tesislere daha fazla yer açmak için ormanlar tahrip ediliyor. Daha fazla inşaat malzemesi ve maden çıkarmak için dağlar oyuluyor. Deniz yatakları daha fazla petrol için delik deşik ediliyor.
Ama tüm bunlardan daha da kötüsü, kapitalistler imtiyazlı konumlarını korumak için dünyanın her tarafında savaşlar çıkarıyor; bu amaçla kitle imha silahları, savaş araç ve gereçleri üretiyorlar.
Yani sadece doğayı değil, insanları da katlediyorlar.
Ne yazık ki BM ve bazı uluslararası örgütlerin periyodik olarak düzenlediği çevre zirvelerinden hiçbir etkili sonuç alınamamaktadır.
Hiç kuşku yoktur ki, iklim değişiklikleri kapitalist sistemin sebep olduğu bu doğa tahribatları ile yakından ilgilidir.
Yakın tarihte insanlık ekonomik kalkınmanın doğayla uyumlu olarak gerçekleştirilebileceğine, doğanın daha da geliştirilip zenginleştirilebileceğine tanık olmuştur.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde 1940’lı yıllarda uygulanan “Stalin Doğayı Geliştirme Planı” sayesinde binlerce km kare ormanlık alan rehabilite edilmiş, ülkeye yeni orman alanları kazandırılmış, ekilebilir araziler artırılmış, sulak alanlar ve su kaynakları zenginleştirilmiştir. Günümüzün kapitalist Rusyası bu çevresel kazanımların çoğunu mahvetmiş durumdadır.
Çok açıktır ki doğa katliamı ve buna bağlı iklim değişiklikleri kapitalist sistemden kaynaklanmaktadır. İnsanlık kapitalist sistemi yıkamazsa dünyamız yaşanabilir bir yer olmaktan çıkacaktır.
Ne yazik ki dünya çapındaki Yeşiller Hareketi bile bu yalın gerçekleri kavramaktan uzaktır. Yeşiller, kapitalist sistem bünyesinde yapılacak olan birtakım iyileştirmelerle çevre sorunlarının giderilebileceği yanılgısı içindedir. 3 ay kadar önce Almanya Yeşiller grubu komünistlerin de yer alacağı etkinliklere katılmayacaklarını ilan ederek dar görüşlülüklerini gözler önüne sermişti.
Artık şu basit gerçeği herkesin anlaması gereklidir:
Ya kapitalizm dünyamızı mahvedecek, ya da sosyalizm dünyamızın imdadına yetişecektir!
Önümüzde başka seçenek yoktur!
Sorunumuz sadece kaos olsa baş etmemiz kolay olurdu. Ama aynı zamanda dünyamız hem insanlık hem de çevre açısından vahşet içindedir!
Ekonomik faaliyetler doğayla uyumlu bir şekilde ve insanlığın temel ihtiyaçlarını karşılama esasına göre yürütülmüyor.
Her şey azami karlılık esasına göre düzenleniyor. Bu da maliyetlerin en düşük düzeyde tutulmasını öngörüyor. Doğanın tahrip edilmesi pahasına bile olsa maliyetlerin minimum düzeyde olması kapitalistin ana hedefidir.
Üretim esnasında ortaya çıkan zehirli gazlar doğaya salınıyor. Kapitalist tesislere daha fazla yer açmak için ormanlar tahrip ediliyor. Daha fazla inşaat malzemesi ve maden çıkarmak için dağlar oyuluyor. Deniz yatakları daha fazla petrol için delik deşik ediliyor.
Ama tüm bunlardan daha da kötüsü, kapitalistler imtiyazlı konumlarını korumak için dünyanın her tarafında savaşlar çıkarıyor; bu amaçla kitle imha silahları, savaş araç ve gereçleri üretiyorlar.
Yani sadece doğayı değil, insanları da katlediyorlar.
Ne yazık ki BM ve bazı uluslararası örgütlerin periyodik olarak düzenlediği çevre zirvelerinden hiçbir etkili sonuç alınamamaktadır.
Hiç kuşku yoktur ki, iklim değişiklikleri kapitalist sistemin sebep olduğu bu doğa tahribatları ile yakından ilgilidir.
Yakın tarihte insanlık ekonomik kalkınmanın doğayla uyumlu olarak gerçekleştirilebileceğine, doğanın daha da geliştirilip zenginleştirilebileceğine tanık olmuştur.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde 1940’lı yıllarda uygulanan “Stalin Doğayı Geliştirme Planı” sayesinde binlerce km kare ormanlık alan rehabilite edilmiş, ülkeye yeni orman alanları kazandırılmış, ekilebilir araziler artırılmış, sulak alanlar ve su kaynakları zenginleştirilmiştir. Günümüzün kapitalist Rusyası bu çevresel kazanımların çoğunu mahvetmiş durumdadır.
Çok açıktır ki doğa katliamı ve buna bağlı iklim değişiklikleri kapitalist sistemden kaynaklanmaktadır. İnsanlık kapitalist sistemi yıkamazsa dünyamız yaşanabilir bir yer olmaktan çıkacaktır.
Ne yazik ki dünya çapındaki Yeşiller Hareketi bile bu yalın gerçekleri kavramaktan uzaktır. Yeşiller, kapitalist sistem bünyesinde yapılacak olan birtakım iyileştirmelerle çevre sorunlarının giderilebileceği yanılgısı içindedir. 3 ay kadar önce Almanya Yeşiller grubu komünistlerin de yer alacağı etkinliklere katılmayacaklarını ilan ederek dar görüşlülüklerini gözler önüne sermişti.
Artık şu basit gerçeği herkesin anlaması gereklidir:
Ya kapitalizm dünyamızı mahvedecek, ya da sosyalizm dünyamızın imdadına yetişecektir!
Önümüzde başka seçenek yoktur!
24 Aralık 2019, Afrika gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder