Tükeniyor muyuz? (3)
...
d-İngilizler Kıbrıslı Rumlar ve Türkler arasındaki milli ve dini farklılıkları kışkırtmaya başladılar. Hakim sınıfların taşıyıcılığını yaptığı karşı devrimci milliyetçilik ve dinci gericiliği yaymaya giriştiler. İngilizler, bu amaçla Türkiye'ye, adayı terk etmek zorunda kalırlarsa adanın gerçek sahibinin Türkiye olduğunu söyleyerek, Türkiye'ye Kıbrıs kapısını açmayı da unutmadılar.
e- İngiliz emperyalistlerinin bu yöntemi, ENOSİS gerçekleşse de gerçekleşmese de İngiliz sömürgecilerinin baskısından çok daha ağır bir milli baskı altına gireceğini, bir ihtimal yok edileceğini hisseden Kıbrıslı Türk hakim sınıfları saflarında verimli toprağa düşmüştür. Böylelikle VOLKAN ve daha sonra TMT örgütleri doğmuştur.
f- İngiltere'de sadece Kıbrıs'ı değil dünyanın pek çok halkını sömürgeci baskısıyla ezen İngiliz emperyalist burjuvazisi iktidardaydı. Türkiye ise, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'na asker ve malzeme sağlayan, II. Dünya savaşından sonra ise ülkeyi ABD'nin yarı-sömürgesi haline getiren milli hain Türk burjuvazisi yönetimindeydi. TMT hareketi ise, ya İngiliz yönetimi devam eder, ya Kıbrıs Türkiye'ye geri verilir, ya da Yunanistan ve Türkiye arasında TAKSİM edilir diye piyasaya çıkan, yani açıkça karşı-devrimci olan bir harekettir. Bu hareketi Türkiye ve Türkiye'nin ardında duran İngiltere her türlü araçla destekledi (para, silah, sorunu BM’ye taşımak gibi).
g- Kıbrıs Türk hakim sınıflarının amacı, ülkelerini İngilizlerden bağımsızlığa kavuşturmak, halklarını Rum şövenist katliamcıların gazabından korumak değildi. Kendi ayrıcalıklarını geliştirmek ve korumaktı. Rumlara karşı güçsüz kaldıkları için kendi mücadelelerine destek aradıklarında bu desteği Kıbrıslı Rum, Türk ve de dünya işçi sınıfında değil, dünya burjuvazisinde, emperyalist "anavatan" burjuvazisinde ve emperyalist İngiliz burjuvazisinde buldular.
Kıbrıs emekçilerinin çektiği eziyetlerin, yaşamak zorunda kaldıkları katliamların ardındaki bazı güçlerden ikisi de tam tamına bu emperyalist güçlerdir (Türkiye ve İngiltere). Bu olgu kendi başına bile Kıbrıs Türk hakim sınıflarının Kıbrıs emekçilerine bağımsızlık, özgürlük getirmesinin imkansız olduğunu teslim etmektedir. Onlar kendi çıkarları için Kıbrıs'ı ve Kıbrıs'ın emekçi halkını emperyalist güçlere peşkeş çekmek "zorunda" olan bir sınıftır.
Böylece İngiltere, Türkiye, Yunanistan emperyalist burjuvaları ve Kıbrıslı Rum ve Türk hakim sınıfları adeta el ele vererek Kıbrıs milli sorununda yeni iki cephe daha açmışlardır: Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler arasında kitlesel katliamlar şekline bürünen bir milli sorun cephesi ve Türkiye ile Yunanistan arasında ulusal devletler arası savaş şekline bürünmeyi bekleyen bir milli sorun cephesi...Tabii ki tüm bunların ardında bir de ABD devrededir... (...yazının devamı)
e- İngiliz emperyalistlerinin bu yöntemi, ENOSİS gerçekleşse de gerçekleşmese de İngiliz sömürgecilerinin baskısından çok daha ağır bir milli baskı altına gireceğini, bir ihtimal yok edileceğini hisseden Kıbrıslı Türk hakim sınıfları saflarında verimli toprağa düşmüştür. Böylelikle VOLKAN ve daha sonra TMT örgütleri doğmuştur.
f- İngiltere'de sadece Kıbrıs'ı değil dünyanın pek çok halkını sömürgeci baskısıyla ezen İngiliz emperyalist burjuvazisi iktidardaydı. Türkiye ise, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'na asker ve malzeme sağlayan, II. Dünya savaşından sonra ise ülkeyi ABD'nin yarı-sömürgesi haline getiren milli hain Türk burjuvazisi yönetimindeydi. TMT hareketi ise, ya İngiliz yönetimi devam eder, ya Kıbrıs Türkiye'ye geri verilir, ya da Yunanistan ve Türkiye arasında TAKSİM edilir diye piyasaya çıkan, yani açıkça karşı-devrimci olan bir harekettir. Bu hareketi Türkiye ve Türkiye'nin ardında duran İngiltere her türlü araçla destekledi (para, silah, sorunu BM’ye taşımak gibi).
g- Kıbrıs Türk hakim sınıflarının amacı, ülkelerini İngilizlerden bağımsızlığa kavuşturmak, halklarını Rum şövenist katliamcıların gazabından korumak değildi. Kendi ayrıcalıklarını geliştirmek ve korumaktı. Rumlara karşı güçsüz kaldıkları için kendi mücadelelerine destek aradıklarında bu desteği Kıbrıslı Rum, Türk ve de dünya işçi sınıfında değil, dünya burjuvazisinde, emperyalist "anavatan" burjuvazisinde ve emperyalist İngiliz burjuvazisinde buldular.
Kıbrıs emekçilerinin çektiği eziyetlerin, yaşamak zorunda kaldıkları katliamların ardındaki bazı güçlerden ikisi de tam tamına bu emperyalist güçlerdir (Türkiye ve İngiltere). Bu olgu kendi başına bile Kıbrıs Türk hakim sınıflarının Kıbrıs emekçilerine bağımsızlık, özgürlük getirmesinin imkansız olduğunu teslim etmektedir. Onlar kendi çıkarları için Kıbrıs'ı ve Kıbrıs'ın emekçi halkını emperyalist güçlere peşkeş çekmek "zorunda" olan bir sınıftır.
Böylece İngiltere, Türkiye, Yunanistan emperyalist burjuvaları ve Kıbrıslı Rum ve Türk hakim sınıfları adeta el ele vererek Kıbrıs milli sorununda yeni iki cephe daha açmışlardır: Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler arasında kitlesel katliamlar şekline bürünen bir milli sorun cephesi ve Türkiye ile Yunanistan arasında ulusal devletler arası savaş şekline bürünmeyi bekleyen bir milli sorun cephesi...Tabii ki tüm bunların ardında bir de ABD devrededir... (...yazının devamı)
14 Aralık 2019, Afrika gazetesi
Yorumlar
Yorum Gönder