Siz Hala Orada mısınız?...

Covid-19 belasını yazmaktan da okumaktan da usandık. Bugun "farklı" bir konuyu ele almak istiyorum. Farklı dedim ama aslında bu da bizi bıktıran bir konudur. Su milliyetçiliği başka uluslara karşı düşmanlik olarak algılayanların aynı adada birlikte yaşadığımız Rum toplumuna karşı bitmeyen kin ve nefretini anlatan bir mesaj aldım geçen gün! Bu uzun mesajın kısa bir bölümünü sizinle paylasmam, içeriğinin ne olduğunu anlamanıza yetecek... Bir başkası da Ayhan Hikmet ve Ahmet Gürkan anısına yazılmış bir yazının altına “Onlar Yorgacis’in ajanlarıydı” diye yorum yapmış.... İftiraya ısrarla devam ediyorlar!

“1960-63 arası nasıl geliştiğimizden korkan Rum'un ne yaptığını çok iyi biliyorum...1963'ten sonra uçakalansız ve limansızdık... Göçmendik, gettolarda hapistik... Göçmenin evi yakıldı yıkıldı, ürünü altını hayvanı soyuldu ganimetlendi ve gettolarda sadece hayatta kalmaya çabaladık... Ölmemek için mecburen öldürdük. ...Ambargolu, çivisiz, sütsüz, çimentosuz, hayat hakkımızı savunduk; derme çatma mevzilerde hisar altlarında ürün yetiştirerek, saksılarda çiçek, kafeslerde kuş görerek!... Süt yokken bebeklere arı balı, et yokken yıkıntılarda tavuk yumurta yetiştirerek direndik… Bunlar sözde medeni İngiliz'in, Avrupa'nın ve BM'nin bakan ama göremeyen gözleri önünde cereyan etti!...

Bin gavur kellesi bir kin ödemez.... Bu boşuna, biz manyak olduğumuz için söylenmedi!...”

Bugün işte bu kokuşmuş zihniyetin temsilcilerine gösterdiğim tepkiyi sizlerle paylaşıyorum... 

Siz hala orada mısınız?... İngiliz'in, Amerika'nın, Avrupa'nın dostları düşmanları yoktur. Çıkarları vardır... Çıkarları için sizi de (yani TMT’yi) EOKA’yı da kullandılar. Emperyalist güçlere karşı birlikte özgürlük mücadelesi vermek icin uyanık davranmadınız. Körü körüne İngiliz yalakalığı yaptınız. Bu güzel adayı siz sözümona Türk milliyetçileri ve sozumona Yunan milliyetçileri, hep birlikte Anglo-Amerikan çıkarları uğruna böldünüz. İnsanlarımızın birçoğu (Türkü, Rumu) sizin iş birlikçiliğiniz yüzünden göçmen oldu; yerini yurdunu kaybetti. Birçoğu da emperyal güçlerin çıkarları uğruna hak etmedikleri bir şekilde yaşamlarını yitirdiler.

Bu rezilliklere ancak kapitalist sisteme karşı mücadele ederek ve onu yıkarak son vermek mümkündü! Ama size bunu anlatmaya çalışan herkesi katlettiniz. Fazıl Önder’e, Ahmet Yahya’ya, Ahmet Muzaffer Gürkan’a, Ayhan Hikmet’e ve Dervis Ali Kavazoğlu’na kulak vermeyip onları katlettiniz...

Açın artık o kör gözlerinizi de gerçekleri görün! Bu kavga Türk-Rum kavgası değildir. Emperyalistlerin kar uğruna, menfaat uğruna çıkar dalaşmasıdır. Bizim kavgamız Rumlarla olmamalıdır. Bizim kavgamız sınıf mücadelesidir.

Bu kadar yıl yanlış yaptınız. Çok günahkarsınız. Bari bundan sonra elinizi ayağınızı çekip bir köşede sin da kalın! Köşenize çekilip oturun! Bu ülkeye ve bu ülkenin halkına karşı işlediğiniz günahlar icin kendi vicdanınızla hesaplaşın. Belki hatalarınızı anlar, kendi içinizde olsun özür diler ve en azından ic huzuruna kavuşursunuz!

Ümidimiz, genc nesillerin, özel mülkiyete ve kara dayalı kapitalist sistemden kurtulmadan insanlığın sömürü, baskı ve vahşet düzeninden kurtulamayacağını görerek, sömürü çarklarını yıkacak bir mücadeleye girismesi, halkımız ve tüm dünya halklarını emperyalist boyunduruktan kurtarmasıdır.


28 Nisan 2020, Afrika gazetesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar